بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ
وَٱلسَّٰبِحَٰتِ سَبۡحٗا ٣
Ve yüzüp yüzüp gidenlere.
Yüzüp yüzüp gidenlere,
Andolsun yüzüp yüzüp gidenlere,
andolsun (dalgıç yüzer gibi) yüzüb (ve gökden inib) de,
Yüzüp gidenlere.
فَٱلسَّٰبِقَٰتِ سَبۡقٗا ٤
Derken yarışıp geçenlere.
Yarıştıkça yarışanlara,
Derken, öne geçenlere,
(kâfirlerin ruhlarını cehenneme, mü'minlerinkini cennete götürmekde) öncül olarak koşan,
Yarışıp, geçenlere.
فَٱلۡمُدَبِّرَٰتِ أَمۡرٗا ٥
Derken bir emir çevirenlere kasem olsun ki (Kıyamet var).
Ve işleri yönetenlere,
Nihayet işi çekip çevirenlere (ki, mutlaka tekrar diriltileceksiniz).
bir de (dünyânın) işi (ni) tedbîr eden (diğer melek) ler (zümresin) e (ki muhakkak hepiniz tekrar dirileceksiniz).
Derken işi düzenliyenlere!
يَوۡمَ تَرۡجُفُ ٱلرَّاجِفَةُ ٦
O gün ki sarsar râcife.
O gün; bir sarsıntı sarsar,
(6-7) Büyük bir sarsıntının olacağı o günde o sarsıntıyı, peşinden gelen başka bir sarsıntı izleyecektir.
O gün sarsan sarsacak,
O gün bir sarsıntı sarsar.
تَتۡبَعُهَا ٱلرَّادِفَةُ ٧
Onu velyeder o râdife.
Ve peşinden bie başkası gelir.
(6-7) Büyük bir sarsıntının olacağı o günde o sarsıntıyı, peşinden gelen başka bir sarsıntı izleyecektir.
onun ensesine binecek olan da ardından gelecek.
Ardından bir başka sarsıntı gelir.
قُلُوبٞ يَوۡمَئِذٖ وَاجِفَةٌ ٨
Yürekler o gün oynar kaygıdan.
O gün kalbler titrer,
O gün birtakım kalpler (tedirginlik içinde) şiddetle çarpacaktır.
O gün kalbler (korku ile) titreyecek,
O gün kalpler titrer.
أَبۡصَٰرُهَا خَٰشِعَةٞ ٩
Gözleri kalkmaz saygıdan.
Gözler yere döner.
Onların gözleri (korku ile) inecektir.
(saahiblerinin) gözleri zilletle eğilecekdir.
Gözler korkudan aşağı kayar.
يَقُولُونَ أَءِنَّا لَمَرۡدُودُونَ فِي ٱلۡحَافِرَةِ ١٠
Diyorlar ki: biz, gerçek döndürülecek miyiz o hufrede.
Biz, eski halimize mi döndürüleceğiz? derler.
Şöyle derler: “Biz gerçekten gerisin geriye eski hâlimize mi döndürüleceğiz?”
Onlar derler ki: «Biz mi saahiden eski haale döndürülmüş olacağız»?
Diyorlar ki: «Biz yine eski halimize döndürülecek miyiz?
أَءِذَا كُنَّا عِظَٰمٗا نَّخِرَةٗ ١١
Ya ufalanmış kemikler olduğumuz vakti ha?
Ufalanmış kemikler olduğumuz vakit mi?
“Bizler çürümüş kemiklere döndükten sonra mı?”
«Biz çürüyüb dağılmış kemikler olduğumuz vakit mı?»
Biz çürümüş kemikler olduktan sonra ha?
قَالُواْ تِلۡكَ إِذٗا كَرَّةٌ خَاسِرَةٞ ١٢
O dediler: o halde husranlı bir dönüş.
O takdirde bu, zararlı bir dönüştür, derler.
“Öyle ise bu hüsran dolu bir dönüştür” dediler.
Dediler: «Öyle ise bu (yeni hayâta dönüş) ziyanlı bir dönüşdür».
Öyle ise bu, ziyanlı bir dönüştür» dediler.
فَإِنَّمَا هِيَ زَجۡرَةٞ وَٰحِدَةٞ ١٣
Fakat o zorlu bir kumandadır.
Doğrusu o, bir tek çığlıktır.
Hâlbuki o, bir haykırıştan (sûr’un üfürülmesinden) ibarettir.
Fakat o, ancak bir tek haykırışdır.
Doğrusu bir tek çığlık yetecektir.