بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

إِنَّهُمۡ كَانُواْ لَا يَرۡجُونَ حِسَابٗا ٢٧

Çünkü onlar hiç bir hesab beklemezlerdi.

– İbni Kesir

وَكَذَّبُواْ بِـَٔايَٰتِنَا كِذَّابٗا ٢٨

Ve ayetlerimizi yalan sayıp dururlardı.

– İbni Kesir

وَكُلَّ شَيۡءٍ أَحۡصَيۡنَٰهُ كِتَٰبٗا ٢٩

Oysa Biz, her şeyi yazıp saymıştık.

– İbni Kesir

فَذُوقُواْ فَلَن نَّزِيدَكُمۡ إِلَّا عَذَابًا ٣٠

Öyleyse tadınız, bundan böyle size azabdan başka bir şey artırmayız.

– İbni Kesir

إِنَّ لِلۡمُتَّقِينَ مَفَازًا ٣١

Şüphesiz ki muttakiler için kurtuluş vardır.

– İbni Kesir

حَدَآئِقَ وَأَعۡنَٰبٗا ٣٢

Bahçeler ve bağlar.

– İbni Kesir

وَكَوَاعِبَ أَتۡرَابٗا ٣٣

Göğüsleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar.

– İbni Kesir

وَكَأۡسٗا دِهَاقٗا ٣٤

Ve dolu kaseler.

– İbni Kesir

لَّا يَسۡمَعُونَ فِيهَا لَغۡوٗا وَلَا كِذَّٰبٗا ٣٥

Orada yalan ve boş söz işitmezler.

– İbni Kesir

جَزَآءٗ مِّن رَّبِّكَ عَطَآءً حِسَابٗا ٣٦

Rabbından bir mükafat ve bağış olarak.

– İbni Kesir

رَّبِّ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ وَمَا بَيۡنَهُمَا ٱلرَّحۡمَٰنِۖ لَا يَمۡلِكُونَ مِنۡهُ خِطَابٗا ٣٧

Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbı Rahman'dan. O'na hitabda bulunmaya kimse muktadir olamaz.

– İbni Kesir

AYARLAR
Okuyucu