بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

إِلَّا حَمِيمٗا وَغَسَّاقٗا ٢٥

Ancak bir hamîm ve bir gassak.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Sade kaynar bir su ve bir de irinden başka.

– İbni Kesir

(25-26) Ancak, uygun bir ceza olarak kaynar su ve irin içecekler.

– Diyanet İşleri

Sâde bir kaynar su, bir de irin (içeceklerdir),

– Hasan Basri Çantay

Yalnız kaynar su ve irin içerler.

– Seyyid Kutub

جَزَآءٗ وِفَاقًا ٢٦

Bir ceza ki bervechi vifak.

– Elmalılı Hamdi Yazır

İşlediklerine uygun bir ceza olarak.

– İbni Kesir

(25-26) Ancak, uygun bir ceza olarak kaynar su ve irin içecekler.

– Diyanet İşleri

(Amellerine) uyaun bir ceza olarak.

– Hasan Basri Çantay

Yaptıklarına uygun bir ceza olarak

– Seyyid Kutub

إِنَّهُمۡ كَانُواْ لَا يَرۡجُونَ حِسَابٗا ٢٧

Çünkü ummazlardı onlar hiç bir hesab.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Çünkü onlar hiç bir hesab beklemezlerdi.

– İbni Kesir

Çünkü onlar hesaba çekilmeyi ummuyorlardı.

– Diyanet İşleri

Çünkü onlar hiçbir hisâb ummuyorlardı,

– Hasan Basri Çantay

Çünkü onlar bir hesab görüleceğini ummuyorlardı.

– Seyyid Kutub

وَكَذَّبُواْ بِـَٔايَٰتِنَا كِذَّابٗا ٢٨

Âyetlerimizi tekzîb ede ede kesilmişlerdi kezzab.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ve ayetlerimizi yalan sayıp dururlardı.

– İbni Kesir

Âyetlerimizi de alabildiğine yalanlamışlardı.

– Diyanet İşleri

bizim âyetlerimizi alabildiklerine yalan sayıyorlardı.

– Hasan Basri Çantay

Ayetlerimizi de tamamen yalanlamışlardı.

– Seyyid Kutub

وَكُلَّ شَيۡءٍ أَحۡصَيۡنَٰهُ كِتَٰبٗا ٢٩

Her şeyi ise biz ıhsa etmiş bir kitaba geçirmişiz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Oysa Biz, her şeyi yazıp saymıştık.

– İbni Kesir

Biz ise, her şeyi bir kitapta (Levh-i Mahfuz’da) tamamiyle sayıp tespit ettik.

– Diyanet İşleri

Biz ise her şey'i yazıb saymışızdır.

– Hasan Basri Çantay

Biz de herşeyi sayıp yazmıştık.

– Seyyid Kutub

فَذُوقُواْ فَلَن نَّزِيدَكُمۡ إِلَّا عَذَابًا ٣٠

Artık tatınız, artık size azâb artırmaktan başka bir şey yapacak değiliz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Öyleyse tadınız, bundan böyle size azabdan başka bir şey artırmayız.

– İbni Kesir

Kâfirlere şöyle denilir: “Şimdi tadın. Artık bundan sonra yalnızca azabınızı artıracağız.”

– Diyanet İşleri

(Onlara şöyle denilir:) «İşte tadın (cezanızı)! Artık size azâb (ınız) ı artırmakdan başka bir şey yapmayacağız».

– Hasan Basri Çantay

Şimdi tadın, artık size azabtan başka bir şeyi artırmıyacağız.

– Seyyid Kutub

إِنَّ لِلۡمُتَّقِينَ مَفَازًا ٣١

Şüphesizki korunanlara halâs ve kâm var.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Şüphesiz ki muttakiler için kurtuluş vardır.

– İbni Kesir

(31-34) Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlara bir kurtuluş, bahçeler, üzümler, kendileriyle bir yaşta, göğüsleri çıkmış genç kızlar ve dolu dolu kadehler vardır.

– Diyanet İşleri

Şübhesiz takva saahibleri için (her korkudan) selâmet (ve her arzuuya) vuslet vardır.

– Hasan Basri Çantay

Takva sahipleri için de başarı ödülü vardır.

– Seyyid Kutub

حَدَآئِقَ وَأَعۡنَٰبٗا ٣٢

Hadîkalar var, üzümler var.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Bahçeler ve bağlar.

– İbni Kesir

(31-34) Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlara bir kurtuluş, bahçeler, üzümler, kendileriyle bir yaşta, göğüsleri çıkmış genç kızlar ve dolu dolu kadehler vardır.

– Diyanet İşleri

(Ya o) bağçeler, üzüm bağları,

– Hasan Basri Çantay

Nice bahçeler, bağlar,

– Seyyid Kutub

وَكَوَاعِبَ أَتۡرَابٗا ٣٣

Ve turunç sîneli yaşıtlar var.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Göğüsleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar.

– İbni Kesir

(31-34) Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlara bir kurtuluş, bahçeler, üzümler, kendileriyle bir yaşta, göğüsleri çıkmış genç kızlar ve dolu dolu kadehler vardır.

– Diyanet İşleri

memeleri tomurcuklanmış bir yaşıt kızlar,

– Hasan Basri Çantay

Göğüsleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar ve

– Seyyid Kutub

وَكَأۡسٗا دِهَاقٗا ٣٤

Ve bir dolgun peymâne var.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ve dolu kaseler.

– İbni Kesir

(31-34) Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlara bir kurtuluş, bahçeler, üzümler, kendileriyle bir yaşta, göğüsleri çıkmış genç kızlar ve dolu dolu kadehler vardır.

– Diyanet İşleri

dolu kadeh (ler)!

– Hasan Basri Çantay

Dolu dolu kadehler

– Seyyid Kutub

لَّا يَسۡمَعُونَ فِيهَا لَغۡوٗا وَلَا كِذَّٰبٗا ٣٥

Orada ne boş bir lâf işitirler ne de bir tekzîb.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Orada yalan ve boş söz işitmezler.

– İbni Kesir

Orada ne bir boş söz işitirler, ne de bir yalan.

– Diyanet İşleri

Orada ne boş bir lâkırdı, ne de birbirine yalan söyleme (nedir) işitmezler.

– Hasan Basri Çantay

Orada ne boş bir söz ve ne de yalan işitirler.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu