بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

لَّا يَذُوقُونَ فِيهَا بَرْدًا وَلَا شَرَابًا ﴿٢٤

Ne bir serinlik tatacaklar ne de bir şarap.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Orada serinlik ve içecekler tadamayacaklardır.

— İbni Kesir

Orada ne bir serinlik ve ne de içecek bir şey tadacaklar!

— Diyanet İşleri

orada ne bir serinlik, ne de içilecek bir şey tatmayacaklar.

— Hasan Basri Çantay

Orada ne bir serinlik ne de içilecek bir şey tadarlar.

— Seyyid Kutub

إِلَّا حَمِيمًا وَغَسَّاقًا ﴿٢٥

Ancak bir hamîm ve bir gassak.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Sade kaynar bir su ve bir de irinden başka.

— İbni Kesir

(25-26) Ancak, uygun bir ceza olarak kaynar su ve irin içecekler.

— Diyanet İşleri

Sâde bir kaynar su, bir de irin (içeceklerdir),

— Hasan Basri Çantay

Yalnız kaynar su ve irin içerler.

— Seyyid Kutub

جَزَآءً وِفَاقًا ﴿٢٦

Bir ceza ki bervechi vifak.

— Elmalılı Hamdi Yazır

İşlediklerine uygun bir ceza olarak.

— İbni Kesir

(25-26) Ancak, uygun bir ceza olarak kaynar su ve irin içecekler.

— Diyanet İşleri

(Amellerine) uyaun bir ceza olarak.

— Hasan Basri Çantay

Yaptıklarına uygun bir ceza olarak

— Seyyid Kutub

إِنَّهُمْ كَانُواْ لَا يَرْجُونَ حِسَابًا ﴿٢٧

Çünkü ummazlardı onlar hiç bir hesab.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Çünkü onlar hiç bir hesab beklemezlerdi.

— İbni Kesir

Çünkü onlar hesaba çekilmeyi ummuyorlardı.

— Diyanet İşleri

Çünkü onlar hiçbir hisâb ummuyorlardı,

— Hasan Basri Çantay

Çünkü onlar bir hesab görüleceğini ummuyorlardı.

— Seyyid Kutub

وَكَذَّبُواْ بِـَٔايَٰتِنَا كِذَّابًا ﴿٢٨

Âyetlerimizi tekzîb ede ede kesilmişlerdi kezzab.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Ve ayetlerimizi yalan sayıp dururlardı.

— İbni Kesir

Âyetlerimizi de alabildiğine yalanlamışlardı.

— Diyanet İşleri

bizim âyetlerimizi alabildiklerine yalan sayıyorlardı.

— Hasan Basri Çantay

Ayetlerimizi de tamamen yalanlamışlardı.

— Seyyid Kutub

وَكُلَّ شَىْءٍ أَحْصَيْنَٰهُ كِتَٰبًا ﴿٢٩

Her şeyi ise biz ıhsa etmiş bir kitaba geçirmişiz.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Oysa Biz, her şeyi yazıp saymıştık.

— İbni Kesir

Biz ise, her şeyi bir kitapta (Levh-i Mahfuz’da) tamamiyle sayıp tespit ettik.

— Diyanet İşleri

Biz ise her şey'i yazıb saymışızdır.

— Hasan Basri Çantay

Biz de herşeyi sayıp yazmıştık.

— Seyyid Kutub

فَذُوقُواْ فَلَن نَّزِيدَكُمْ إِلَّا عَذَابًا ﴿٣٠

Artık tatınız, artık size azâb artırmaktan başka bir şey yapacak değiliz.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Öyleyse tadınız, bundan böyle size azabdan başka bir şey artırmayız.

— İbni Kesir

Kâfirlere şöyle denilir: “Şimdi tadın. Artık bundan sonra yalnızca azabınızı artıracağız.”

— Diyanet İşleri

(Onlara şöyle denilir:) «İşte tadın (cezanızı)! Artık size azâb (ınız) ı artırmakdan başka bir şey yapmayacağız».

— Hasan Basri Çantay

Şimdi tadın, artık size azabtan başka bir şeyi artırmıyacağız.

— Seyyid Kutub

إِنَّ لِلْمُتَّقِينَ مَفَازًا ﴿٣١

Şüphesizki korunanlara halâs ve kâm var.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Şüphesiz ki muttakiler için kurtuluş vardır.

— İbni Kesir

(31-34) Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlara bir kurtuluş, bahçeler, üzümler, kendileriyle bir yaşta, göğüsleri çıkmış genç kızlar ve dolu dolu kadehler vardır.

— Diyanet İşleri

Şübhesiz takva saahibleri için (her korkudan) selâmet (ve her arzuuya) vuslet vardır.

— Hasan Basri Çantay

Takva sahipleri için de başarı ödülü vardır.

— Seyyid Kutub

حَدَآئِقَ وَأَعْنَٰبًا ﴿٣٢

Hadîkalar var, üzümler var.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Bahçeler ve bağlar.

— İbni Kesir

(31-34) Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlara bir kurtuluş, bahçeler, üzümler, kendileriyle bir yaşta, göğüsleri çıkmış genç kızlar ve dolu dolu kadehler vardır.

— Diyanet İşleri

(Ya o) bağçeler, üzüm bağları,

— Hasan Basri Çantay

Nice bahçeler, bağlar,

— Seyyid Kutub

وَكَوَاعِبَ أَتْرَابًا ﴿٣٣

Ve turunç sîneli yaşıtlar var.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Göğüsleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar.

— İbni Kesir

(31-34) Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlara bir kurtuluş, bahçeler, üzümler, kendileriyle bir yaşta, göğüsleri çıkmış genç kızlar ve dolu dolu kadehler vardır.

— Diyanet İşleri

memeleri tomurcuklanmış bir yaşıt kızlar,

— Hasan Basri Çantay

Göğüsleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar ve

— Seyyid Kutub

وَكَأْسًا دِهَاقًا ﴿٣٤

Ve bir dolgun peymâne var.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Ve dolu kaseler.

— İbni Kesir

(31-34) Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlara bir kurtuluş, bahçeler, üzümler, kendileriyle bir yaşta, göğüsleri çıkmış genç kızlar ve dolu dolu kadehler vardır.

— Diyanet İşleri

dolu kadeh (ler)!

— Hasan Basri Çantay

Dolu dolu kadehler

— Seyyid Kutub

AYARLAR