بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَجَعَلْنَا ٱلَّيْلَ لِبَاسًا ﴿١٠

Geceyi bir örtü kıldık.

— İbni Kesir

وَجَعَلْنَا ٱلنَّهَارَ مَعَاشًا ﴿١١

Gündüzü de maişet vakti kıldık.

— İbni Kesir

وَبَنَيْنَا فَوْقَكُمْ سَبْعًا شِدَادًا ﴿١٢

Üstünüzde yedi sağlamı bina ettik.

— İbni Kesir

وَجَعَلْنَا سِرَاجًا وَهَّاجًا ﴿١٣

Pırıl pırıl parlayan bir kandil astık.

— İbni Kesir

وَأَنزَلْنَا مِنَ ٱلْمُعْصِرَٰتِ مَآءً ثَجَّاجًا ﴿١٤

Sıkıştırılmlşlardan da şarıl şarıl bir su indirdik.

— İbni Kesir

لِّنُخْرِجَ بِهِۦ حَبًّا وَنَبَاتًا ﴿١٥

Ki onunla taneler ve bitkiler çıkaralım.

— İbni Kesir

وَجَنَّٰتٍ أَلْفَافًا ﴿١٦

Ve sarmaş dolaş bahçeler yetirelim.

— İbni Kesir

إِنَّ يَوْمَ ٱلْفَصْلِ كَانَ مِيقَٰتًا ﴿١٧

Doğrusu, hüküm günü; ta'yin edilmiş bir vakittir.

— İbni Kesir

يَوْمَ يُنفَخُ فِى ٱلصُّورِ فَتَأْتُونَ أَفْوَاجًا ﴿١٨

Sur'a üfürüldüğü gün, hepiniz bölük bölük gelirsiniz.

— İbni Kesir

وَفُتِحَتِ ٱلسَّمَآءُ فَكَانَتْ أَبْوَٰبًا ﴿١٩

Gök açılmış, kapı kapı olmuştur.

— İbni Kesir

وَسُيِّرَتِ ٱلْجِبَالُ فَكَانَتْ سَرَابًا ﴿٢٠

Dağlar yürütülmüş, serab olmuştur.

— İbni Kesir

AYARLAR