بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَجَعَلۡنَا ٱلَّيۡلَ لِبَاسٗا ١٠

Ve geceyi bir libas yaptık.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Geceyi bir örtü kıldık.

– İbni Kesir

Geceyi (sizi örten) bir elbise yaptık.

– Diyanet İşleri

Geceyi örtü kıldık.

– Hasan Basri Çantay

Geceyi bir örtü yaptık.

– Seyyid Kutub

وَجَعَلۡنَا ٱلنَّهَارَ مَعَاشٗا ١١

Ve gündüzü bir meaş yaptık.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Gündüzü de maişet vakti kıldık.

– İbni Kesir

Gündüzü de geçimi temin zamanı kıldık.

– Diyanet İşleri

Gündüzü maişet vakti yapdık.

– Hasan Basri Çantay

Gündüzü geçiminiz için çalışıp kazanma zamanı yaptık.

– Seyyid Kutub

وَبَنَيۡنَا فَوۡقَكُمۡ سَبۡعٗا شِدَادٗا ١٢

Ve üstünüze yedi sağlam bina çattık.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Üstünüzde yedi sağlamı bina ettik.

– İbni Kesir

Üstünüze yedi sağlam gök bina ettik.

– Diyanet İşleri

Üstünüze sağlam sağlam yedi (gök) bina etdik.

– Hasan Basri Çantay

Üstünüze yedi sağlam gök bina ettik.

– Seyyid Kutub

وَجَعَلۡنَا سِرَاجٗا وَهَّاجٗا ١٣

Ve içlerine şa'şaalı parıl parıl bir kandil astık.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Pırıl pırıl parlayan bir kandil astık.

– İbni Kesir

Alev alev yanan aydınlatıcı ve ısıtıcı bir kandil yarattık.

– Diyanet İşleri

(Ona) parıl parıl parıldayan bir kandil asdık.

– Hasan Basri Çantay

Oraya parlak kandiller astık.

– Seyyid Kutub

وَأَنزَلۡنَا مِنَ ٱلۡمُعۡصِرَٰتِ مَآءٗ ثَجَّاجٗا ١٤

Ve o musıralardan şarıl şarıl bir su indirdik.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Sıkıştırılmlşlardan da şarıl şarıl bir su indirdik.

– İbni Kesir

(14-16) Taneler, bitkiler, sarmaş dolaş bahçeler çıkaralım diye yağmur yüklü yoğun bulutlardan şarıl şarıl yağmur yağdırdık.

– Diyanet İşleri

O sıkıcı mengenelerden de şarıl şarıl su indirdik,

– Hasan Basri Çantay

Sıkışan bulutlardan şarıl şarıl su indirdik ki,

– Seyyid Kutub

لِّنُخۡرِجَ بِهِۦ حَبّٗا وَنَبَاتٗا ١٥

Çıkaralım diye onunla taneler ve otlar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ki onunla taneler ve bitkiler çıkaralım.

– İbni Kesir

(14-16) Taneler, bitkiler, sarmaş dolaş bahçeler çıkaralım diye yağmur yüklü yoğun bulutlardan şarıl şarıl yağmur yağdırdık.

– Diyanet İşleri

(15-16) Onunla dâne, nebat ve (ağadan birbirine) sarmaşmış bağçeler çıkaralım diye.

– Hasan Basri Çantay

(15-16) Onunla taneler, bitkiler ve birbirine sarmaş dolaş olmuş ağaçlı bahçeler çıkaralım.

– Seyyid Kutub

وَجَنَّٰتٍ أَلۡفَافًا ١٦

Ve sarmaş dolaş bağlar bağçeler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ve sarmaş dolaş bahçeler yetirelim.

– İbni Kesir

(14-16) Taneler, bitkiler, sarmaş dolaş bahçeler çıkaralım diye yağmur yüklü yoğun bulutlardan şarıl şarıl yağmur yağdırdık.

– Diyanet İşleri

(15-16) Onunla dâne, nebat ve (ağadan birbirine) sarmaşmış bağçeler çıkaralım diye.

– Hasan Basri Çantay

(15-16) Onunla taneler, bitkiler ve birbirine sarmaş dolaş olmuş ağaçlı bahçeler çıkaralım.

– Seyyid Kutub

إِنَّ يَوۡمَ ٱلۡفَصۡلِ كَانَ مِيقَٰتٗا ١٧

Şüphesiz ki o fasıl günü bir miykat olmuştur.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Doğrusu, hüküm günü; ta'yin edilmiş bir vakittir.

– İbni Kesir

Şüphesiz hüküm ve ayırma günü belirlenmiş bir vakittir.

– Diyanet İşleri

Şübhe yok ki o (hak ile batılı) ayırd etme ve hukûm verme günü ta'yîn edilmiş bir vakıtdır,

– Hasan Basri Çantay

Muhakkak ki hüküm günü, belirlenmiş bir vakittir.

– Seyyid Kutub

يَوۡمَ يُنفَخُ فِي ٱلصُّورِ فَتَأۡتُونَ أَفۡوَاجٗا ١٨

O gün ki sur üfürülür derken gelirsiniz fevcâ fevc.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Sur'a üfürüldüğü gün, hepiniz bölük bölük gelirsiniz.

– İbni Kesir

Bu, sûra üfürüleceği gün gerçekleşir ve siz bölük bölük gelirsiniz.

– Diyanet İşleri

o gün «Suur» a üfürülecek de hepiniz bölük bölük geleceksiniz,

– Hasan Basri Çantay

Sur'a üflendiği gün, bölük bölük Allah'a gelirsiniz.

– Seyyid Kutub

وَفُتِحَتِ ٱلسَّمَآءُ فَكَانَتۡ أَبۡوَٰبٗا ١٩

Semâ da açılmış olmuştur ebvab.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Gök açılmış, kapı kapı olmuştur.

– İbni Kesir

Gök açılır ve kapı kapı olur.

– Diyanet İşleri

(o gün) gök açılmış, kapı kapı olmuş,

– Hasan Basri Çantay

O gün gökyüzü açılır ve orada pek çok kapılar oluşur.

– Seyyid Kutub

وَسُيِّرَتِ ٱلۡجِبَالُ فَكَانَتۡ سَرَابًا ٢٠

Ve dağlar yütürülmüş olmuştur serab.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Dağlar yürütülmüş, serab olmuştur.

– İbni Kesir

Dağlar yürütülür, serap hâline gelir.

– Diyanet İşleri

dağlar (yerlerinden koparılıb) yürütülmüş, bir serab haaline gelmişdir.

– Hasan Basri Çantay

Dağlar yürütülür, serap haline gelir.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu