بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ
وَإِذَا ٱلسَّمَآءُ فُرِجَتۡ ٩
Ve o Semâ açıldığı vakit.
Gök yarıldığı vakit,
Gök yarıldığı zaman,
gök (yüzü) yarıldığı zaman,
Gök parçalandığı zaman,
وَإِذَا ٱلۡجِبَالُ نُسِفَتۡ ١٠
Ve o dağlar savurulduğu vakit.
Dağlar atıldığı zaman,
Dağlar ufalanıp savrulduğu zaman,
dağlar (yerinden koparılıb) savurulduğu zaman,
Dağlar ufalanıp dağıldığı zaman,
وَإِذَا ٱلرُّسُلُ أُقِّتَتۡ ١١
Ve o ilçiler miykatlarına erdirildiği vakit.
Peygamberlerin vakti geldiği zaman,
Peygamberler için (ümmetlerine şahitlik etmek üzere) vakit belirlendiği zaman (kıyamet gerçekleşir).
peygamberlerin muayyen vakti geldiği zaman,
Peygamberlerin tanıklık sıraları geldiği zaman,
لِأَيِّ يَوۡمٍ أُجِّلَتۡ ١٢
Onlar hangi güne te'cil edildi?
Hangi güne ertelenmişti?
(Bu) hangi güne ertelenmiştir?
(bu vakit) hangi güne gecikdirilmişdi?
Bu tanıklık hangi güne ertelendi?
لِيَوۡمِ ٱلۡفَصۡلِ ١٣
Fasıl gününe.
Hüküm gününe,
Hüküm ve ayırım gününe.
(Her şey'i) ayırd edib hukûm verme gününe.
Hüküm gününe.
وَمَآ أَدۡرَىٰكَ مَا يَوۡمُ ٱلۡفَصۡلِ ١٤
Bildinmi nedir fasıl günü?
Hüküm gününü hangi şey bildirdi sana?
Hüküm ve ayırım gününü sen ne bileceksin.
Bu ayırd etme gününü (n ehemmiyyetini) sana hangi şey bildirdi?
Hüküm gününün ne olduğunu biliyor musun?
وَيۡلٞ يَوۡمَئِذٖ لِّلۡمُكَذِّبِينَ ١٥
Vay haline o gün yalan diyenlerin.
O gün; yalanlayanların vay haline.
O gün vay yalanlayanların hâline!
(Bunu) yalan sayanların o gün vay haline!
O gün inkarcıların vay haline!
أَلَمۡ نُهۡلِكِ ٱلۡأَوَّلِينَ ١٦
Helâk etmedikmi evvelkileri?
Öncekileri Biz helak etmedik mi?
Biz öncekileri helâk etmedik mi?
Biz öncekileri (bu tekzîblerinden dolayı) helak etmedik mi?
Önceki inkarcı toplumları yoketmedik mi?
ثُمَّ نُتۡبِعُهُمُ ٱلۡأٓخِرِينَ ١٧
Sonra arkalarına takacağız geridekileri.
Ardından sonrakileri de onların arkasına takacağız.
Sonra arkadan gelenleri de onların peşine takacağız.
Sonra geridekileri de onların arkasına takacağız.
Sonraki inkarcıları da katarız onlara.
كَذَٰلِكَ نَفۡعَلُ بِٱلۡمُجۡرِمِينَ ١٨
Biz öyle yaparız mücrimleri.
İşte Biz; böylr yaparız suçluları.
Biz suçlulara işte böyle yaparız.
Biz günahkârlara böyle yaparız.
İşte biz günahkârlara böyle yaparız.
وَيۡلٞ يَوۡمَئِذٖ لِّلۡمُكَذِّبِينَ ١٩
Vay haline o gün yalan diyenlerin.
O gün; yalanlayanların vay haline.
O gün vay yalanlayanların hâline!
(Allahın âyetlerini ve peygamberlerini) yalan sayanların o gün vay haaline!
O gün inkarcıların vay haline!