بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

فَإِذَا ٱلنُّجُومُ طُمِسَتۡ ٨

Yıldızlar karardığı zaman,

– Seyyid Kutub

وَإِذَا ٱلسَّمَآءُ فُرِجَتۡ ٩

Gök parçalandığı zaman,

– Seyyid Kutub

وَإِذَا ٱلۡجِبَالُ نُسِفَتۡ ١٠

Dağlar ufalanıp dağıldığı zaman,

– Seyyid Kutub

وَإِذَا ٱلرُّسُلُ أُقِّتَتۡ ١١

Peygamberlerin tanıklık sıraları geldiği zaman,

– Seyyid Kutub

لِأَيِّ يَوۡمٍ أُجِّلَتۡ ١٢

Bu tanıklık hangi güne ertelendi?

– Seyyid Kutub

لِيَوۡمِ ٱلۡفَصۡلِ ١٣

Hüküm gününe.

– Seyyid Kutub

وَمَآ أَدۡرَىٰكَ مَا يَوۡمُ ٱلۡفَصۡلِ ١٤

Hüküm gününün ne olduğunu biliyor musun?

– Seyyid Kutub

وَيۡلٞ يَوۡمَئِذٖ لِّلۡمُكَذِّبِينَ ١٥

O gün inkarcıların vay haline!

– Seyyid Kutub

أَلَمۡ نُهۡلِكِ ٱلۡأَوَّلِينَ ١٦

Önceki inkarcı toplumları yoketmedik mi?

– Seyyid Kutub

ثُمَّ نُتۡبِعُهُمُ ٱلۡأٓخِرِينَ ١٧

Sonraki inkarcıları da katarız onlara.

– Seyyid Kutub

كَذَٰلِكَ نَفۡعَلُ بِٱلۡمُجۡرِمِينَ ١٨

İşte biz günahkârlara böyle yaparız.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu