بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

عُذۡرًا أَوۡ نُذۡرًا ٦

Gerek özr için olsun gerek inzar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ma'zeret ve uyarı için.

– İbni Kesir

(1-7) Ard arda gönderilenlere, kasırga gibi esenlere, hakkıyla yayanlara, hakkıyla ayıranlara, özür ya da uyarı olmak üzere öğüt bırakanlara andolsun ki, uyarıldığınız (Kıyamet) mutlaka gerçekleşecektir.

– Diyanet İşleri

(5-6) kötülüğü imhaa ye, azâb ile tehdide çalışan peygamberlere vahyi getiren (melek) lere,

– Hasan Basri Çantay

Ya bahaneleri boşa çıkarmak ya da uyarmak amacı ile,

– Seyyid Kutub

إِنَّمَا تُوعَدُونَ لَوَٰقِعٞ ٧

Herhalde size vaadolunan muhakkak olacaktır.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Size vaadedilen mutlaka olacaktır.

– İbni Kesir

(1-7) Ard arda gönderilenlere, kasırga gibi esenlere, hakkıyla yayanlara, hakkıyla ayıranlara, özür ya da uyarı olmak üzere öğüt bırakanlara andolsun ki, uyarıldığınız (Kıyamet) mutlaka gerçekleşecektir.

– Diyanet İşleri

Ki size va'd (ve tehdîd) edilegelen şeyler behemehal vaaki (olacak) dır,

– Hasan Basri Çantay

Size söz verilen kıyamet kesinlikle kopacaktır.

– Seyyid Kutub

فَإِذَا ٱلنُّجُومُ طُمِسَتۡ ٨

Hani o yıldızlar silindiği vakit.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Yıldızlar söndürüldüğü zaman,

– İbni Kesir

Yıldızların ışığı söndürüldüğü zaman,

– Diyanet İşleri

yıldızlar (ın ışığı) söndürüldüğü zaman,

– Hasan Basri Çantay

Yıldızlar karardığı zaman,

– Seyyid Kutub

وَإِذَا ٱلسَّمَآءُ فُرِجَتۡ ٩

Ve o Semâ açıldığı vakit.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Gök yarıldığı vakit,

– İbni Kesir

Gök yarıldığı zaman,

– Diyanet İşleri

gök (yüzü) yarıldığı zaman,

– Hasan Basri Çantay

Gök parçalandığı zaman,

– Seyyid Kutub

وَإِذَا ٱلۡجِبَالُ نُسِفَتۡ ١٠

Ve o dağlar savurulduğu vakit.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Dağlar atıldığı zaman,

– İbni Kesir

Dağlar ufalanıp savrulduğu zaman,

– Diyanet İşleri

dağlar (yerinden koparılıb) savurulduğu zaman,

– Hasan Basri Çantay

Dağlar ufalanıp dağıldığı zaman,

– Seyyid Kutub

وَإِذَا ٱلرُّسُلُ أُقِّتَتۡ ١١

Ve o ilçiler miykatlarına erdirildiği vakit.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Peygamberlerin vakti geldiği zaman,

– İbni Kesir

Peygamberler için (ümmetlerine şahitlik etmek üzere) vakit belirlendiği zaman (kıyamet gerçekleşir).

– Diyanet İşleri

peygamberlerin muayyen vakti geldiği zaman,

– Hasan Basri Çantay

Peygamberlerin tanıklık sıraları geldiği zaman,

– Seyyid Kutub

لِأَيِّ يَوۡمٍ أُجِّلَتۡ ١٢

Onlar hangi güne te'cil edildi?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Hangi güne ertelenmişti?

– İbni Kesir

(Bu) hangi güne ertelenmiştir?

– Diyanet İşleri

(bu vakit) hangi güne gecikdirilmişdi?

– Hasan Basri Çantay

Bu tanıklık hangi güne ertelendi?

– Seyyid Kutub

لِيَوۡمِ ٱلۡفَصۡلِ ١٣

Fasıl gününe.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Hüküm gününe,

– İbni Kesir

Hüküm ve ayırım gününe.

– Diyanet İşleri

(Her şey'i) ayırd edib hukûm verme gününe.

– Hasan Basri Çantay

Hüküm gününe.

– Seyyid Kutub

وَمَآ أَدۡرَىٰكَ مَا يَوۡمُ ٱلۡفَصۡلِ ١٤

Bildinmi nedir fasıl günü?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Hüküm gününü hangi şey bildirdi sana?

– İbni Kesir

Hüküm ve ayırım gününü sen ne bileceksin.

– Diyanet İşleri

Bu ayırd etme gününü (n ehemmiyyetini) sana hangi şey bildirdi?

– Hasan Basri Çantay

Hüküm gününün ne olduğunu biliyor musun?

– Seyyid Kutub

وَيۡلٞ يَوۡمَئِذٖ لِّلۡمُكَذِّبِينَ ١٥

Vay haline o gün yalan diyenlerin.

– Elmalılı Hamdi Yazır

O gün; yalanlayanların vay haline.

– İbni Kesir

O gün vay yalanlayanların hâline!

– Diyanet İşleri

(Bunu) yalan sayanların o gün vay haline!

– Hasan Basri Çantay

O gün inkarcıların vay haline!

– Seyyid Kutub

أَلَمۡ نُهۡلِكِ ٱلۡأَوَّلِينَ ١٦

Helâk etmedikmi evvelkileri?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Öncekileri Biz helak etmedik mi?

– İbni Kesir

Biz öncekileri helâk etmedik mi?

– Diyanet İşleri

Biz öncekileri (bu tekzîblerinden dolayı) helak etmedik mi?

– Hasan Basri Çantay

Önceki inkarcı toplumları yoketmedik mi?

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu