بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

كَأَنَّهُۥ جِمَٰلَتٌ صُفْرٌ ﴿٣٣

Her biri birer sarı deve gibi kıvılcımlar,

— Seyyid Kutub

وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ ﴿٣٤

O gün inkarcıların vay haline!

— Seyyid Kutub

هَٰذَا يَوْمُ لَا يَنطِقُونَ ﴿٣٥

Bugün onların konuşamayacakları bir gündür.

— Seyyid Kutub

وَلَا يُؤْذَنُ لَهُمْ فَيَعْتَذِرُونَ ﴿٣٦

Özür dilemelerine de izin verilmez.

— Seyyid Kutub

وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ ﴿٣٧

O gün inkarcıların vay haline!

— Seyyid Kutub

هَٰذَا يَوْمُ ٱلْفَصْلِۖ جَمَعْنَٰكُمْ وَٱلْأَوَّلِينَ ﴿٣٨

Bugün sizi ve sizden öncekileri biraraya getirdiğimiz bir hüküm günüdür.

— Seyyid Kutub

فَإِن كَانَ لَكُمْ كَيْدٌ فَكِيدُونِ ﴿٣٩

Eğer bana karşı oynayacağınız bir oyununuz varsa haydi, oynayın bakalım.

— Seyyid Kutub

وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ ﴿٤٠

O gün inkarcıların vay haline!

— Seyyid Kutub

إِنَّ ٱلْمُتَّقِينَ فِى ظِلَٰلٍ وَعُيُونٍ ﴿٤١

Kötülüklerden sakınanlara gelince anlar ağaç gölgeleri altında ve pınar başlarındadırlar.

— Seyyid Kutub

وَفَوَٰكِهَ مِمَّا يَشْتَهُونَ ﴿٤٢

Canlarının çektiği meyvalarla başbaşadırlar.

— Seyyid Kutub

كُلُواْ وَٱشْرَبُواْ هَنِيٓـًٔۢا بِمَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ ﴿٤٣

Yapmış olduğunuz iyiliklerin karşılığı olarak şimdi afiyetle yiyiniz ve içiniz.

— Seyyid Kutub

AYARLAR