بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَجَعَلْنَا فِيهَا رَوَٰسِىَ شَٰمِخَٰتٍ وَأَسْقَيْنَٰكُم مَّآءً فُرَاتًا ﴿٢٧

Ve oturtupta onda yumru yumru oturaklı dağlar, sunmadıkmı size bir su (tatlı) bir furat.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ ﴿٢٨

Vay haline o gün yalan diyenlerin.

— Elmalılı Hamdi Yazır

ٱنطَلِقُوٓاْ إِلَىٰ مَا كُنتُم بِهِۦ تُكَذِّبُونَ ﴿٢٩

Haydi boşanın o yalan dediğinize.

— Elmalılı Hamdi Yazır

ٱنطَلِقُوٓاْ إِلَىٰ ظِلٍّ ذِى ثَلَٰثِ شُعَبٍ ﴿٣٠

Haydi boşanın bir üç çatallı gölgeye.

— Elmalılı Hamdi Yazır

لَّا ظَلِيلٍ وَلَا يُغْنِى مِنَ ٱللَّهَبِ ﴿٣١

Ne gölgelendirir ne alevden korur.

— Elmalılı Hamdi Yazır

إِنَّهَا تَرْمِى بِشَرَرٍ كَٱلْقَصْرِ ﴿٣٢

Çünkü o, öyle şirareler atacaktır ki her biri bir saray gibi.

— Elmalılı Hamdi Yazır

كَأَنَّهُۥ جِمَٰلَتٌ صُفْرٌ ﴿٣٣

Sanki sarı sarı hopalar gibi.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ ﴿٣٤

Vay haline o gün yalan diyenlerin.

— Elmalılı Hamdi Yazır

هَٰذَا يَوْمُ لَا يَنطِقُونَ ﴿٣٥

Bugün nutukları tutulacağı gündür.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَلَا يُؤْذَنُ لَهُمْ فَيَعْتَذِرُونَ ﴿٣٦

İzin de verilmezki itizar ederler.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ ﴿٣٧

Vay haline o gün yalan diyenlerin.

— Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR