بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

أَلَمۡ نَجۡعَلِ ٱلۡأَرۡضَ كِفَاتًا ٢٥

Biz; yeryüzünü toplantı mahalli kılmadık mı?

– İbni Kesir

أَحۡيَآءٗ وَأَمۡوَٰتٗا ٢٦

Ölülere de, dirilere de.

– İbni Kesir

وَجَعَلۡنَا فِيهَا رَوَٰسِيَ شَٰمِخَٰتٖ وَأَسۡقَيۡنَٰكُم مَّآءٗ فُرَاتٗا ٢٧

Orada yüksek ve sabit dağlar var edip tatlı sular içirmedik mi size?

– İbni Kesir

وَيۡلٞ يَوۡمَئِذٖ لِّلۡمُكَذِّبِينَ ٢٨

Vay haline o gün, yalanlayanların.

– İbni Kesir

ٱنطَلِقُوٓاْ إِلَىٰ مَا كُنتُم بِهِۦ تُكَذِّبُونَ ٢٩

Varın yalanlayıp durduğunuz şeye gidin.

– İbni Kesir

ٱنطَلِقُوٓاْ إِلَىٰ ظِلّٖ ذِي ثَلَٰثِ شُعَبٖ ٣٠

Üç kollu gölgeye gidin.

– İbni Kesir

لَّا ظَلِيلٖ وَلَا يُغۡنِي مِنَ ٱللَّهَبِ ٣١

Gölge yapmaz ve alevden korumaz.

– İbni Kesir

إِنَّهَا تَرۡمِي بِشَرَرٖ كَٱلۡقَصۡرِ ٣٢

O; her biri bir saray gibi kıvılcımlar atar.

– İbni Kesir

كَأَنَّهُۥ جِمَٰلَتٞ صُفۡرٞ ٣٣

Ve her biri sanki birer sarı erkek devedir.

– İbni Kesir

وَيۡلٞ يَوۡمَئِذٖ لِّلۡمُكَذِّبِينَ ٣٤

Vay haline o gün, yalanlayanların.

– İbni Kesir

هَٰذَا يَوۡمُ لَا يَنطِقُونَ ٣٥

Bu; onların konuşamayacakları gündür.

– İbni Kesir

AYARLAR
Okuyucu