بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

كَذَٰلِكَ نَفْعَلُ بِٱلْمُجْرِمِينَ ١٨

İşte Biz; böylr yaparız suçluları.

– İbni Kesir

وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ ١٩

O gün; yalanlayanların vay haline.

– İbni Kesir

أَلَمْ نَخْلُقكُّم مِّن مَّآءٍ مَّهِينٍ ٢٠

Sizi bayağı bir sudan, Biz yaratmadık mı?

– İbni Kesir

فَجَعَلْنَٰهُ فِى قَرَارٍ مَّكِينٍ ٢١

Onu sağlam bir yere yerleştirdik.

– İbni Kesir

إِلَىٰ قَدَرٍ مَّعْلُومٍ ٢٢

Belli bir süreye kadar.

– İbni Kesir

فَقَدَرْنَا فَنِعْمَ ٱلْقَٰدِرُونَ ٢٣

Bunu Biz takdir ettik, ne güzel takdir edenleriz Biz.

– İbni Kesir

وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ ٢٤

Vay haline o gün, yalanlayanların.

– İbni Kesir

أَلَمْ نَجْعَلِ ٱلْأَرْضَ كِفَاتًا ٢٥

Biz; yeryüzünü toplantı mahalli kılmadık mı?

– İbni Kesir

أَحْيَآءً وَأَمْوَٰتًا ٢٦

Ölülere de, dirilere de.

– İbni Kesir

وَجَعَلْنَا فِيهَا رَوَٰسِىَ شَٰمِخَٰتٍ وَأَسْقَيْنَٰكُم مَّآءً فُرَاتًا ٢٧

Orada yüksek ve sabit dağlar var edip tatlı sular içirmedik mi size?

– İbni Kesir

وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ ٢٨

Vay haline o gün, yalanlayanların.

– İbni Kesir

AYARLAR
Okuyucu