بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

نَّحْنُ خَلَقْنَٰهُمْ وَشَدَدْنَآ أَسْرَهُمْۖ وَإِذَا شِئْنَا بَدَّلْنَآ أَمْثَٰلَهُمْ تَبْدِيلًا ﴿٢٨

Biz yarattık onları ve kundaklarını biz bağlâdık, dilediğimiz vakit de kılıklarını tebdil ederiz.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Biz yarattık onları ve mafsallarını da Biz pekiştirdik. Dilersek onları benzerleri ile değiştiriveririz.

— İbni Kesir

Onları biz yarattık ve eklemlerini (birbirine) biz bağladık. Dilediğimizde (onları yok eder) yerlerine benzerlerini getiririz.

— Diyanet İşleri

Biz yaratdık onları. Mafsallarını (uzuvlarını) da biz pekişdirdik. Dilediğimiz vakit yine onları (yaratılışda) tıbkı kendileri gibi yerine getiririz.

— Hasan Basri Çantay

Onları yaratan ve vücutlarına biçim veren biziz. İstediğimiz zaman onları benzerleri ile değiştiririz.

— Seyyid Kutub

إِنَّ هَٰذِهِۦ تَذْكِرَةٌۖ فَمَن شَآءَ ٱتَّخَذَ إِلَىٰ رَبِّهِۦ سَبِيلًا ﴿٢٩

İşte bu bir tezkiredir, dileyen Rabb’ine bir yol tutar.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Şüphesiz ki bu, bir öğüttür. Dileyen Rabbına bir yol tutar.

— İbni Kesir

İşte bu bir öğüttür. Dileyen, Rabbine ulaştıran bir yol tutar.

— Diyanet İşleri

Şübhesiz ki bu (sûre) de bir öğüddür. Artık kim dilerse Rabbine bir yol tutar.

— Hasan Basri Çantay

Bu bir hatırlatmadır. İsteyen Rabbine giden yolu tutar.

— Seyyid Kutub

وَمَا تَشَآءُونَ إِلَّآ أَن يَشَآءَ ٱللَّهُۚ إِنَّ ٱللَّهَ كَانَ عَلِيمًا حَكِيمًا ﴿٣٠

Maamafih Allah dilemeyince dilemezsiniz, çünkü yegâne Alim, Hakim Allahdır.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Allah dilemedikçe, siz dileyemezsiniz. Muhakkak ki Allah; Alim, Hakim olandır.

— İbni Kesir

Allah’ın dilemesi olmadıkça siz dileyemezsiniz. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

— Diyanet İşleri

(Bununla beraber) Allah dilemeyince siz (bunu) dileyemezsiniz. Çünkü Allah hakkıyle bilendir, tam bir hukûm ve hikmet saahibidir.

— Hasan Basri Çantay

Allah dilemedikçe siz bir şey dileyemezsiniz. Hiç kuşkusuz Allah herşeyi bilir ve her işi yerinde yapar.

— Seyyid Kutub

يُدْخِلُ مَن يَشَآءُ فِى رَحْمَتِهِۦۚ وَٱلظَّٰلِمِينَ أَعَدَّ لَهُمْ عَذَابًا أَلِيمًۢا ﴿٣١

O dilediğini rahmeti içine kor, zalimlere ise elîm bir azâb hazırlamıştır.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Dilediğini rahmetine girdirir. Zalimlere, işte onlara; elem verici bir azab hazırlamıştır.

— İbni Kesir

O, dilediği kimseyi rahmetine sokar. Zalimlere ise elem dolu bir azap hazırlamıştır.

— Diyanet İşleri

Kimi dilerse rahmetine sokar. Zaalimler (e gelince.) Onlar için elem verici bir azâb hazırlamışdır O.

— Hasan Basri Çantay

O dilediklerini rahmetinin kapsamı altına Alır. Zalimlere gelince O, onlar için acıklı bir azap hazırlamıştır.

— Seyyid Kutub

AYARLAR