بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

لَآ أُقْسِمُ بِيَوْمِ ٱلْقِيَٰمَةِ ﴿١

Kıyamet gününe yemin ederim.

— İbni Kesir

وَلَآ أُقْسِمُ بِٱلنَّفْسِ ٱللَّوَّامَةِ ﴿٢

Nedamet çeken nefse yemin ederim.

— İbni Kesir

أَيَحْسَبُ ٱلْإِنسَٰنُ أَلَّن نَّجْمَعَ عِظَامَهُۥ ﴿٣

İnsan zanneder mi ki Biz; onun kemiklerini bir araya toplayamayız?

— İbni Kesir

بَلَىٰ قَٰدِرِينَ عَلَىٰٓ أَن نُّسَوِّىَ بَنَانَهُۥ ﴿٤

Evet, Biz parmak uçlarını bile düzeltmeye kadiriz.

— İbni Kesir

بَلْ يُرِيدُ ٱلْإِنسَٰنُ لِيَفْجُرَ أَمَامَهُۥ ﴿٥

Fakat insan, önündekini yalanlamak ister de;

— İbni Kesir

يَسْـَٔلُ أَيَّانَ يَوْمُ ٱلْقِيَٰمَةِ ﴿٦

Kıyamet günü de ne zamanmış? diye sorar.

— İbni Kesir

فَإِذَا بَرِقَ ٱلْبَصَرُ ﴿٧

Göz kamaştığında,

— İbni Kesir

وَخَسَفَ ٱلْقَمَرُ ﴿٨

Ay tutulduğunda,

— İbni Kesir

وَجُمِعَ ٱلشَّمْسُ وَٱلْقَمَرُ ﴿٩

Güneş ve ay bir araya getirildiğinde,

— İbni Kesir

يَقُولُ ٱلْإِنسَٰنُ يَوْمَئِذٍ أَيْنَ ٱلْمَفَرُّ ﴿١٠

O gün, insan; kaçacak yer nerede? der.

— İbni Kesir

AYARLAR