بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

بَلۡ يُرِيدُ ٱلۡإِنسَٰنُ لِيَفۡجُرَ أَمَامَهُۥ ٥

Fakat insan, önündekini yalanlamak ister de;

– İbni Kesir

يَسۡـَٔلُ أَيَّانَ يَوۡمُ ٱلۡقِيَٰمَةِ ٦

Kıyamet günü de ne zamanmış? diye sorar.

– İbni Kesir

فَإِذَا بَرِقَ ٱلۡبَصَرُ ٧

Göz kamaştığında,

– İbni Kesir

وَخَسَفَ ٱلۡقَمَرُ ٨

Ay tutulduğunda,

– İbni Kesir

وَجُمِعَ ٱلشَّمۡسُ وَٱلۡقَمَرُ ٩

Güneş ve ay bir araya getirildiğinde,

– İbni Kesir

يَقُولُ ٱلۡإِنسَٰنُ يَوۡمَئِذٍ أَيۡنَ ٱلۡمَفَرُّ ١٠

O gün, insan; kaçacak yer nerede? der.

– İbni Kesir

كـَلَّا لَا وَزَرَ ١١

Hayır, hiç bir sığınak yoktur.

– İbni Kesir

إِلَىٰ رَبِّكَ يَوۡمَئِذٍ ٱلۡمُسۡتَقَرُّ ١٢

O gün, herkesin duracağı yer, ancak Rabbının huzurudur.

– İbni Kesir

يُنَبَّؤُاْ ٱلۡإِنسَٰنُ يَوۡمَئِذِۭ بِمَا قَدَّمَ وَأَخَّرَ ١٣

O gün, önde ve sonda ne yaptıysa insana bildirilir.

– İbni Kesir

بَلِ ٱلۡإِنسَٰنُ عَلَىٰ نَفۡسِهِۦ بَصِيرَةٞ ١٤

Daha doğrusu insan, kendi kendinin şahididir.

– İbni Kesir

وَلَوۡ أَلۡقَىٰ مَعَاذِيرَهُۥ ١٥

Ma'zeretlerini sayıp dökse de.

– İbni Kesir

AYARLAR
Okuyucu