بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

بَلَىٰ قَٰدِرِينَ عَلَىٰٓ أَن نُّسَوِّىَ بَنَانَهُۥ ﴿٤

Evet derleriz kadir olarak tesviyeye bile parmaklarını.

— Elmalılı Hamdi Yazır

بَلْ يُرِيدُ ٱلْإِنسَٰنُ لِيَفْجُرَ أَمَامَهُۥ ﴿٥

Fakat insan ister önünde fücur etmesini.

— Elmalılı Hamdi Yazır

يَسْـَٔلُ أَيَّانَ يَوْمُ ٱلْقِيَٰمَةِ ﴿٦

Sorar: ne zaman diye o kıyamet günü.

— Elmalılı Hamdi Yazır

فَإِذَا بَرِقَ ٱلْبَصَرُ ﴿٧

Ne vakit ki o göz şimşek çakar.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَخَسَفَ ٱلْقَمَرُ ﴿٨

وَجُمِعَ ٱلشَّمْسُ وَٱلْقَمَرُ ﴿٩

Ve Güneş ve Ay toplanır.

— Elmalılı Hamdi Yazır

يَقُولُ ٱلْإِنسَٰنُ يَوْمَئِذٍ أَيْنَ ٱلْمَفَرُّ ﴿١٠

Der o insan o gün: nereye kaçmalı? (eynel'mefer).

— Elmalılı Hamdi Yazır

كَلَّا لَا وَزَرَ ﴿١١

Hayır hayır, yok bir siper.

— Elmalılı Hamdi Yazır

إِلَىٰ رَبِّكَ يَوْمَئِذٍ ٱلْمُسْتَقَرُّ ﴿١٢

Rabb’inedir ancak o gün karar.

— Elmalılı Hamdi Yazır

يُنَبَّؤُاْ ٱلْإِنسَٰنُ يَوْمَئِذٍۭ بِمَا قَدَّمَ وَأَخَّرَ ﴿١٣

Ayıtılır insan o gün, yaptıkları ile mukaddem, müahhar.

— Elmalılı Hamdi Yazır

بَلِ ٱلْإِنسَٰنُ عَلَىٰ نَفْسِهِۦ بَصِيرَةٌ ﴿١٤

Doğrusu insan kendine karşı bir basîrettir.

— Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR