بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

بَلِ ٱلْإِنسَٰنُ عَلَىٰ نَفْسِهِۦ بَصِيرَةٌ ١٤

(14-15) Hatta, mazeretlerini ortaya koysa da, o gün insan kendi aleyhine şahittir.

– Diyanet İşleri

وَلَوْ أَلْقَىٰ مَعَاذِيرَهُۥ ١٥

(14-15) Hatta, mazeretlerini ortaya koysa da, o gün insan kendi aleyhine şahittir.

– Diyanet İşleri

لَا تُحَرِّكْ بِهِۦ لِسَانَكَ لِتَعْجَلَ بِهِۦٓ ١٦

(Ey Muhammed!) Onu (vahyi) çarçabuk almak için dilini kımıldatma.

– Diyanet İşleri

إِنَّ عَلَيْنَا جَمْعَهُۥ وَقُرْءَانَهُۥ ١٧

Şüphesiz onu toplamak ve okumak bize aittir.

– Diyanet İşleri

فَإِذَا قَرَأْنَٰهُ فَٱتَّبِعْ قُرْءَانَهُۥ ١٨

O hâlde, biz onu okuduğumuz zaman, onun okunuşuna uy.

– Diyanet İşleri

ثُمَّ إِنَّ عَلَيْنَا بَيَانَهُۥ ١٩

Sonra onu açıklamak da bize aittir.

– Diyanet İşleri

كَلَّا بَلْ تُحِبُّونَ ٱلْعَاجِلَةَ ٢٠

(20-21) Hayır! Siz dünyayı seviyorsunuz ve ahireti bırakıyorsunuz.

– Diyanet İşleri

وَتَذَرُونَ ٱلْءَاخِرَةَ ٢١

(20-21) Hayır! Siz dünyayı seviyorsunuz ve ahireti bırakıyorsunuz.

– Diyanet İşleri

وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ نَّاضِرَةٌ ٢٢

O gün birtakım yüzler aydındır.

– Diyanet İşleri

إِلَىٰ رَبِّهَا نَاظِرَةٌ ٢٣

Rablerine bakarlar.

– Diyanet İşleri

وَوُجُوهٌ يَوْمَئِذٍۭ بَاسِرَةٌ ٢٤

O gün birtakım yüzler de asıktır.

– Diyanet İşleri

AYARLAR
Okuyucu