بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

إِلَىٰ رَبِّكَ يَوْمَئِذٍ ٱلْمُسْتَقَرُّ ﴿١٢

O gün tek varılacak yer Rabbinin huzurudur.

— Seyyid Kutub

يُنَبَّؤُاْ ٱلْإِنسَٰنُ يَوْمَئِذٍۭ بِمَا قَدَّمَ وَأَخَّرَ ﴿١٣

O gün insanın gerek yapıp önünden gönderdiği, gerekse arkasında izleri kalan tüm işleri kendisine bildirilir.

— Seyyid Kutub

بَلِ ٱلْإِنسَٰنُ عَلَىٰ نَفْسِهِۦ بَصِيرَةٌ ﴿١٤

Aslında insan kendi kendinin denetleyicisidir.

— Seyyid Kutub

وَلَوْ أَلْقَىٰ مَعَاذِيرَهُۥ ﴿١٥

Birtakım mazeretler ileri sürse de.

— Seyyid Kutub

لَا تُحَرِّكْ بِهِۦ لِسَانَكَ لِتَعْجَلَ بِهِۦٓ ﴿١٦

Ey Muhammed, Cebrail sana Kur'an'ı okurken, acele edip onun söylediklerini tekrarlama.

— Seyyid Kutub

إِنَّ عَلَيْنَا جَمْعَهُۥ وَقُرْءَانَهُۥ ﴿١٧

Bu Kur'an'ı senin hafızanda toplamak ve sana okumak bize düşen bir iştir.

— Seyyid Kutub

فَإِذَا قَرَأْنَٰهُ فَٱتَّبِعْ قُرْءَانَهُۥ ﴿١٨

Sana onu okuduğumuzda, onun okunuşunu izle.

— Seyyid Kutub

ثُمَّ إِنَّ عَلَيْنَا بَيَانَهُۥ ﴿١٩

Sonra onu sana açıklamak da bize düşen bir iştir.

— Seyyid Kutub

كَلَّا بَلْ تُحِبُّونَ ٱلْعَاجِلَةَ ﴿٢٠

Hayır hayır! Ey insanlar, sizler şu kısa süreli dünyayı seviyorsunuz.

— Seyyid Kutub

وَتَذَرُونَ ٱلْءَاخِرَةَ ﴿٢١

Ahireti gözardı ediyorsunuz.

— Seyyid Kutub

وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ نَّاضِرَةٌ ﴿٢٢

O gün birtakım yüzler ışıl ışıl parlar.

— Seyyid Kutub

AYARLAR