بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

لَآ أُقۡسِمُ بِيَوۡمِ ٱلۡقِيَٰمَةِ ١

Yoo, andolsun kıyamet gününe.

– Seyyid Kutub

وَلَآ أُقۡسِمُ بِٱلنَّفۡسِ ٱللَّوَّامَةِ ٢

Yoo andolsun, özünü eleştiren, kendini kınayan nefse.

– Seyyid Kutub

أَيَحۡسَبُ ٱلۡإِنسَٰنُ أَلَّن نَّجۡمَعَ عِظَامَهُۥ ٣

İnsan, kemiklerini biraraya toplayamayız mı sanıyor?

– Seyyid Kutub

بَلَىٰ قَٰدِرِينَ عَلَىٰٓ أَن نُّسَوِّيَ بَنَانَهُۥ ٤

Hayır, onun parmak uçlarını bile yeniden yapılandırmaya gücümüz yeter.

– Seyyid Kutub

بَلۡ يُرِيدُ ٱلۡإِنسَٰنُ لِيَفۡجُرَ أَمَامَهُۥ ٥

Aslında insan günahkârlığı önüne, geleceğine yaymak istiyor.

– Seyyid Kutub

يَسۡـَٔلُ أَيَّانَ يَوۡمُ ٱلۡقِيَٰمَةِ ٦

Bu yüzden «Kıyamet günü ne zaman?» diye soruyor.

– Seyyid Kutub

فَإِذَا بَرِقَ ٱلۡبَصَرُ ٧

Gözler korkudan fıldır fıldır döndükleri zaman,

– Seyyid Kutub

وَخَسَفَ ٱلۡقَمَرُ ٨

Ay karardığı zaman,

– Seyyid Kutub

وَجُمِعَ ٱلشَّمۡسُ وَٱلۡقَمَرُ ٩

Güneş ile ay biraraya getirildiği zaman,

– Seyyid Kutub

يَقُولُ ٱلۡإِنسَٰنُ يَوۡمَئِذٍ أَيۡنَ ٱلۡمَفَرُّ ١٠

İnsan o gün «Nereye kaçmalı?» der.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu