بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

فَرَّتْ مِن قَسْوَرَةٍۭ ﴿٥١

Arslandan korkup kaçan.

— Seyyid Kutub

بَلْ يُرِيدُ كُلُّ ٱمْرِئٍ مِّنْهُمْ أَن يُؤْتَىٰ صُحُفًا مُّنَشَّرَةً ﴿٥٢

Aslında bunların her biri, kendisine okunmaya hazır kutsal sayfalar inmesini istiyor.

— Seyyid Kutub

كَلَّاۖ بَل لَّا يَخَافُونَ ٱلْءَاخِرَةَ ﴿٥٣

Hayır, hayır! Aslında onlar ahiretten korkmuyorlar.

— Seyyid Kutub

كَلَّآ إِنَّهُۥ تَذْكِرَةٌ ﴿٥٤

Hayır, hayır! Bu Kur'an bir öğüt, bir hatırlatmadır.

— Seyyid Kutub

فَمَن شَآءَ ذَكَرَهُۥ ﴿٥٥

İsteyen ondan ders alır.

— Seyyid Kutub

وَمَا يَذْكُرُونَ إِلَّآ أَن يَشَآءَ ٱللَّهُۚ هُوَ أَهْلُ ٱلتَّقْوَىٰ وَأَهْلُ ٱلْمَغْفِرَةِ ﴿٥٦

Fakat Allah dilemedikçe onlar bundan ders alamazlar. O kendisinden korku duyulmaya ve affetmeye lâyıktır.

— Seyyid Kutub

AYARLAR