بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَٱلصُّبْحِ إِذَآ أَسْفَرَ ﴿٣٤

Ve açtığı sıra o sabaha kasem olsun ki.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Ağardığında sabaha,

— İbni Kesir

(32-37) Hayır, (öğüt almazlar.) Aya, çekilip gittiğinde geceye, aydınlandığında sabaha andolsun ki o (cehennem) insan için; içinizden ileri geçmek yahut geri kalmak isteyenler için uyarıcı olarak elbette en büyük bir şeydir.

— Diyanet İşleri

ağardığı dem sabaha ki,

— Hasan Basri Çantay

Söken şafağa.

— Seyyid Kutub

إِنَّهَا لَإِحْدَى ٱلْكُبَرِ ﴿٣٥

Her halde büyüklerin biridir o sekar.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Muhakkak ki o, büyüklerden biridir.

— İbni Kesir

(32-37) Hayır, (öğüt almazlar.) Aya, çekilip gittiğinde geceye, aydınlandığında sabaha andolsun ki o (cehennem) insan için; içinizden ileri geçmek yahut geri kalmak isteyenler için uyarıcı olarak elbette en büyük bir şeydir.

— Diyanet İşleri

hakıykaten (o cehennem) büyük büyük (belâ) lardan biridir,

— Hasan Basri Çantay

Sakar (cehennem) büyük gerçeklerden biridir.

— Seyyid Kutub

نَذِيرًا لِّلْبَشَرِ ﴿٣٦

Gocundurmak içi beşeri.

— Elmalılı Hamdi Yazır

İnsanlar için uyarıcıdır.

— İbni Kesir

(32-37) Hayır, (öğüt almazlar.) Aya, çekilip gittiğinde geceye, aydınlandığında sabaha andolsun ki o (cehennem) insan için; içinizden ileri geçmek yahut geri kalmak isteyenler için uyarıcı olarak elbette en büyük bir şeydir.

— Diyanet İşleri

(36-37) İnsan (lar) için, sizden ileri gitmek, yahud geri kalmak isteyenler için en korkutucu olmak bakımından.

— Hasan Basri Çantay

İnsanlar için uyarıcıdır.

— Seyyid Kutub

لِمَن شَآءَ مِنكُمْ أَن يَتَقَدَّمَ أَوْ يَتَأَخَّرَ ﴿٣٧

İçinizden ileri gitmek veya geri kalmak istiyen kimseleri.

— Elmalılı Hamdi Yazır

İçinizden öne geçmek veya geri kalmak isteyenler için.

— İbni Kesir

(32-37) Hayır, (öğüt almazlar.) Aya, çekilip gittiğinde geceye, aydınlandığında sabaha andolsun ki o (cehennem) insan için; içinizden ileri geçmek yahut geri kalmak isteyenler için uyarıcı olarak elbette en büyük bir şeydir.

— Diyanet İşleri

(36-37) İnsan (lar) için, sizden ileri gitmek, yahud geri kalmak isteyenler için en korkutucu olmak bakımından.

— Hasan Basri Çantay

Aranızdaki ilerlemek isteyenler için de, geriye gitmeyi tercih edenler için de.

— Seyyid Kutub

كُلُّ نَفْسٍۭ بِمَا كَسَبَتْ رَهِينَةٌ ﴿٣٨

Her nefis kazancına bağlıdır.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Her nefis kazandığı ile bağlıdır.

— İbni Kesir

Herkes kazandığına karşılık bir rehindir.

— Diyanet İşleri

Her nefs, kazandığı (kesb-ü ihtiyar etdiği) şey mukaabilinde bir rehindir.

— Hasan Basri Çantay

Herkes tutumunun ve davranışlarının tutsağıdır.

— Seyyid Kutub

إِلَّآ أَصْحَٰبَ ٱلْيَمِينِ ﴿٣٩

Ancak ashabı yemîn.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Ancak sağcılar müstesna.

— İbni Kesir

Ancak ahiret mutluluğuna eren kimseler başka.

— Diyanet İşleri

Ancak sağcılar böyle değil.

— Hasan Basri Çantay

Yalnız defterleri sağ yanlarından verilenler hariç.

— Seyyid Kutub

فِى جَنَّٰتٍ يَتَسَآءَلُونَ ﴿٤٠

Cennetlerdedir, soruşdururlar.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Cennetlerdedirler. Sorarlar,

— İbni Kesir

(40-42) Onlar cennetlerdedirler. Birbirlerine suçlular hakkında sorular sorarlar ve dönüp onlara şöyle derler: “Sizi Sekar’a (cehenneme) ne soktu?”

— Diyanet İşleri

(Onlar) cennetlerdedirler. Soruşurlar,

— Hasan Basri Çantay

Onlar cennetlerde ağırlanırlar. Sorarlar.

— Seyyid Kutub

عَنِ ٱلْمُجْرِمِينَ ﴿٤١

Suçlulara;

— İbni Kesir

(40-42) Onlar cennetlerdedirler. Birbirlerine suçlular hakkında sorular sorarlar ve dönüp onlara şöyle derler: “Sizi Sekar’a (cehenneme) ne soktu?”

— Diyanet İşleri

günahkârları (n hallerini):

— Hasan Basri Çantay

Günahkârlara:

— Seyyid Kutub

مَا سَلَكَكُمْ فِى سَقَرَ ﴿٤٢

Nedir, diye: sizi sekare sokan?

— Elmalılı Hamdi Yazır

Nedir sizi Sekar'a sürükleyen?

— İbni Kesir

(40-42) Onlar cennetlerdedirler. Birbirlerine suçlular hakkında sorular sorarlar ve dönüp onlara şöyle derler: “Sizi Sekar’a (cehenneme) ne soktu?”

— Diyanet İşleri

«Sizi cehenneme sokan nedir»?

— Hasan Basri Çantay

Sakar'a (cehenneme) girmenizin sebebi nedir? diye.

— Seyyid Kutub

قَالُواْ لَمْ نَكُ مِنَ ٱلْمُصَلِّينَ ﴿٤٣

Derler: biz namaz kılanlardan değildik.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Derler ki: Biz, namaz kılanlardan değildik,

— İbni Kesir

Onlar şöyle derler: “Biz namaz kılanlardan değildik.”

— Diyanet İşleri

(Günahkârlar) dediler (derler): «Biz namaz kılanlardan değildik».

— Hasan Basri Çantay

Cehennemlikler derler ki; «Biz namaz kılanlardan değildik.

— Seyyid Kutub

وَلَمْ نَكُ نُطْعِمُ ٱلْمِسْكِينَ ﴿٤٤

Ve fukaraya yemek yedirmezdik.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Yoksulu doyurmazdık,

— İbni Kesir

“Yoksula yedirmezdik.”

— Diyanet İşleri

«Yoksula yedirmezdik»,

— Hasan Basri Çantay

Yoksulların karnını doyurmazdık.

— Seyyid Kutub

AYARLAR