بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

مَّا لَكُمْ لَا تَرْجُونَ لِلَّهِ وَقَارًا ﴿١٣

Neye siz ummazsınız Allah için bir vakar.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Ne oluyorsunuz ki siz, büyüklüğü Alla'a yakıştıramıyorsunuz?

— İbni Kesir

‘Size ne oluyor da Allah için bir vakar (saygınlık, büyüklük) ummuyorsunuz?’

— Diyanet İşleri

«Ne oluyor size ki Allahın, sizi bir vekaar (ve şeref saahibi yapmasını) emel edinmezsiniz»?

— Hasan Basri Çantay

Ne oluyorsunuz ki Allah'a büyüklüğü yakıştıramıyorsunuz.

— Seyyid Kutub

وَقَدْ خَلَقَكُمْ أَطْوَارًا ﴿١٤

Yaratmış iken o sizi tavır tavır bu tavra kadar.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Halbuki O; sizi merhalelerden geçirerek yaratmıştır.

— İbni Kesir

‘Hâlbuki, O, sizi evrelerden geçirerek yaratmıştır.’

— Diyanet İşleri

«Halbuki O, sizi hakıykat türlü türlü tavırlar (haller) le yaratmışdır».

— Hasan Basri Çantay

Oysa sizi merhalelerden geçirerek O yaratmıştır.

— Seyyid Kutub

أَلَمْ تَرَوْاْ كَيْفَ خَلَقَ ٱللَّهُ سَبْعَ سَمَٰوَٰتٍ طِبَاقًا ﴿١٥

Görmediniz mi nasıl yaratmış Allah yedi Semâ’yı uygun tabaka tabaka?

— Elmalılı Hamdi Yazır

Görmediniz mi, Allah'ın göğü yedi kat olarak nasıl yarattığını?

— İbni Kesir

‘Görmediniz mi, Allah yedi göğü tabaka tabaka nasıl yaratmıştır?’

— Diyanet İşleri

«Görmediniz mi, Allah yedi göğü birbiriyle âhengdâr olarak nasıl yaratmış»,

— Hasan Basri Çantay

Allah'ın, göğü yedi kat üzerine nasıl yarattığını görmez misiniz?

— Seyyid Kutub

وَجَعَلَ ٱلْقَمَرَ فِيهِنَّ نُورًا وَجَعَلَ ٱلشَّمْسَ سِرَاجًا ﴿١٦

Kamer’i kilmış içlerinde bir nur, güneşi de kilmış bir lâmba.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Aralarında aya aydınlık vermiş, güneşi bir kandil kılmıştır.

— İbni Kesir

‘Onların içinde nasıl ayı, bir ışık, güneşi de bir kandil yapmıştır?’

— Diyanet İşleri

«onların içinde ayı bir nuur yapmış, güneşi de bir kandil (olarak) asmışdır».

— Hasan Basri Çantay

Aralarında Ay'a aydınlık vermiş ve güneşin ışık saçmasını sağlamıştır.

— Seyyid Kutub

وَٱللَّهُ أَنۢبَتَكُم مِّنَ ٱلْأَرْضِ نَبَاتًا ﴿١٧

Ve Allah yetiştirdi sizi arzdan nebat tarzıyla.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Ve Allah; sizi, yerden ot bitirir gibi bitirmiştir.

— İbni Kesir

‘Allah, sizi (babanız Âdem’i) yerden (bitki bitirir gibi) bitirdi (yarattı.)’

— Diyanet İşleri

«Allah sizi yerden ot (gibi) bitirdi.

— Hasan Basri Çantay

Allah sizi yerden bitirir gibi yetiştirmiştir.

— Seyyid Kutub

ثُمَّ يُعِيدُكُمْ فِيهَا وَيُخْرِجُكُمْ إِخْرَاجًا ﴿١٨

Sonra sizi onda geri çevirecek ve çıkaracak sizi bir çıkarış daha.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Sonra sizi; oraya döndürür ve sizi bir çıkarılışla çıkarır.

— İbni Kesir

‘Sonra sizi yine oraya döndürecek ve kesinlikle sizi (yeniden) çıkaracaktır.’

— Diyanet İşleri

«Sonra sizi yine onun içine döndürecek, sizi (yeni) bir çıkarışla (tekrar) çıkaracak».

— Hasan Basri Çantay

Sonra sizi oraya döndürür ve yine oradan çıkarır.

— Seyyid Kutub

وَٱللَّهُ جَعَلَ لَكُمُ ٱلْأَرْضَ بِسَاطًا ﴿١٩

Ve Allah sizin için Arzı bir sergi yapmıştır.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Ve Allah; yeryüzünü sizin için bir döşek kılmıştır.

— İbni Kesir

(19-20) ‘Allah, yeryüzünü sizin için bir sergi yapmıştır ki, oradaki geniş yollarda yürüyesiniz.”

— Diyanet İşleri

«Allah yeri sizin için bir döşek yapmışdır»,

— Hasan Basri Çantay

(19-20) Yeryüzünde dolaşabilmeniz, orada yollar ve geniş geçitlerden geçebilmeniz için, onu size yayan O'dur.

— Seyyid Kutub

لِّتَسْلُكُواْ مِنْهَا سُبُلًا فِجَاجًا ﴿٢٠

Gidesiniz diye ondan geniş geniş yollarda.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Geniş yollarında gezip dolaşasınız, diye.

— İbni Kesir

(19-20) ‘Allah, yeryüzünü sizin için bir sergi yapmıştır ki, oradaki geniş yollarda yürüyesiniz.”

— Diyanet İşleri

«onun geniş yollarında gezib dolaşınız diye».

— Hasan Basri Çantay

(19-20) Yeryüzünde dolaşabilmeniz, orada yollar ve geniş geçitlerden geçebilmeniz için, onu size yayan O'dur.

— Seyyid Kutub

قَالَ نُوحٌ رَّبِّ إِنَّهُمْ عَصَوْنِى وَٱتَّبَعُواْ مَن لَّمْ يَزِدْهُ مَالُهُۥ وَوَلَدُهُۥٓ إِلَّا خَسَارًا ﴿٢١

Nuh dediki: Ya Rab! Malûmun onlar bana isyan ettiler ve malı ve veledi kendisine hasardan başka bir şey arttırmayan kimsenin ardınca gittiler.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Nuh dedi ki: Rabbım doğrusu bunlar, bana isyan ettiler. Malı ve çocuğu kendisine sadece zarar getiren kimseye uydular.

— İbni Kesir

Nûh, dedi ki: “Rabbim! Gerçekten onlar bana karşı geldiler, malı ve çocuğu ancak kendi hüsranını artıran kimselere uydular.”

— Diyanet İşleri

Nuuh dedi: «Ey Rabbim, hakıykat onlar bana isyan etdiler. Mal (lar) ı ve evlâd (lar) ı (kendilerinin) hüsran (ın) dan başkasını artırmayan kimselere uydular»,

— Hasan Basri Çantay

Nuh dedi ki: «Rabbim doğrusu bunlar bana isyan ettiler. Ve malı, çocuğu kendisine sadece zarar getiren kimseye uydular.»

— Seyyid Kutub

وَمَكَرُواْ مَكْرًا كُبَّارًا ﴿٢٢

Ve büyük büyük mekre giriştiler.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Büyük büyük düzenler kurdular.

— İbni Kesir

“Bunlar da, çok büyük bir tuzak kurdular.”

— Diyanet İşleri

«Bunlar da büyük büyük hileler (dolaplar, melanetler) yapdılar».

— Hasan Basri Çantay

Birbirinden büyük düzenler kurdular.

— Seyyid Kutub

وَقَالُواْ لَا تَذَرُنَّ ءَالِهَتَكُمْ وَلَا تَذَرُنَّ وَدًّا وَلَا سُوَاعًا وَلَا يَغُوثَ وَيَعُوقَ وَنَسْرًا ﴿٢٣

Ve sakın ilâhlarınızı bırakmayın ve sakın bırakmayın ne Veddi, ne Suvâı, ne de Yeğûsü ve Ye'ûku ve Nesri dediler.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Ve dediler ki: Sakın tanrılarınızı bırakmayın. Vedd, Süva', Yeğus, Yeuk ve Nesr'den asla vazgeçmeyin.

— İbni Kesir

“Şöyle dediler: ‘Sakın ilâhlarınızı bırakmayın. Hele hele Vedd’i, Süvâ’ı, Yeğûs’u, Ye’ûk’u ve Nesr’i hiç bırakmayın.”

— Diyanet İşleri

(Halk tabakasına:) «Sakın tapdıklarınızı bırakmayın. Hele «Ved» den, «Suvaa'» dan, «Yeğuus» dan, «Yeuuk» dan ve «Nesr» den zinhar vaz geçmeyin» dediler.

— Hasan Basri Çantay

İnsanlara 'sakın tanrılarınızı bırakmayın, Ved, Suva, Yağus, Yeuk ve Nesr putlarından asla vazgeçmeyin' dediler.

— Seyyid Kutub

AYARLAR