بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَتَكُونُ ٱلْجِبَالُ كَٱلْعِهْنِ ﴿٩

Dağlar da atilmış elvan yun gibi.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَلَا يَسْـَٔلُ حَمِيمٌ حَمِيمًا ﴿١٠

Ve bir hısım bir hısıma halini sormaz.

— Elmalılı Hamdi Yazır

يُبَصَّرُونَهُمْۚ يَوَدُّ ٱلْمُجْرِمُ لَوْ يَفْتَدِى مِنْ عَذَابِ يَوْمِئِذٍۭ بِبَنِيهِ ﴿١١

Birbirlerine gösterilirlerken, mücrim isterki fidye verse O günün azâbından oğullarını.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَصَٰحِبَتِهِۦ وَأَخِيهِ ﴿١٢

Ve refikasını ve biraderini.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَفَصِيلَتِهِ ٱلَّتِى تُـْٔوِيهِ ﴿١٣

Ve kendini barındıran fasîlesini.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَمَن فِى ٱلْأَرْضِ جَمِيعًا ثُمَّ يُنجِيهِ ﴿١٤

Ve arzda bulunanların hepsini de sonra kendini kurtarsa.

— Elmalılı Hamdi Yazır

كَلَّآۖ إِنَّهَا لَظَىٰ ﴿١٥

Hayır, çünkü o salgın bir lezâ.

— Elmalılı Hamdi Yazır

نَزَّاعَةً لِّلشَّوَىٰ ﴿١٦

Etrafı soyan nari ceza.

— Elmalılı Hamdi Yazır

تَدْعُواْ مَنْ أَدْبَرَ وَتَوَلَّىٰ ﴿١٧

Çağırır arkasını dönüp tersine gideni.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَجَمَعَ فَأَوْعَىٰٓ ﴿١٨

Ve toplayıp toplayıp kasaya yığanı.

— Elmalılı Hamdi Yazır

إِنَّ ٱلْإِنسَٰنَ خُلِقَ هَلُوعًا ﴿١٩

Hâkikat o insan helu' yaradilmıştır.

— Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR