بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

مِّنَ ٱللَّهِ ذِى ٱلْمَعَارِجِ ﴿٣

Derecelere sahip, Allah katındandır.

— İbni Kesir

تَعْرُجُ ٱلْمَلَٰٓئِكَةُ وَٱلرُّوحُ إِلَيْهِ فِى يَوْمٍ كَانَ مِقْدَارُهُۥ خَمْسِينَ أَلْفَ سَنَةٍ ﴿٤

Melekler de, ruh da miktarı ellibin yıl olan bir günde ona yükselip çıkarlar.

— İbni Kesir

فَٱصْبِرْ صَبْرًا جَمِيلًا ﴿٥

Öyleyse Sen, güzel güzel sabret.

— İbni Kesir

إِنَّهُمْ يَرَوْنَهُۥ بَعِيدًا ﴿٦

Doğrusu onlar; bunu uzak görüyorlar.

— İbni Kesir

وَنَرَىٰهُ قَرِيبًا ﴿٧

Biz ise; onu, yakın görmekteyiz.

— İbni Kesir

يَوْمَ تَكُونُ ٱلسَّمَآءُ كَٱلْمُهْلِ ﴿٨

O gün gök, erimiş maden gibi olur.

— İbni Kesir

وَتَكُونُ ٱلْجِبَالُ كَٱلْعِهْنِ ﴿٩

Dağlar ise atılmış pamuk gibi.

— İbni Kesir

وَلَا يَسْـَٔلُ حَمِيمٌ حَمِيمًا ﴿١٠

Hiç bir yakın bir yakınını sormaz.

— İbni Kesir

يُبَصَّرُونَهُمْۚ يَوَدُّ ٱلْمُجْرِمُ لَوْ يَفْتَدِى مِنْ عَذَابِ يَوْمِئِذٍۭ بِبَنِيهِ ﴿١١

Yalnız birbirine gösterilirler. Suçlu kişi; o günün azabından kurtulmak için oğullarını feda etmek ister.

— İbni Kesir

وَصَٰحِبَتِهِۦ وَأَخِيهِ ﴿١٢

Eşini ve kardeşini,

— İbni Kesir

وَفَصِيلَتِهِ ٱلَّتِى تُـْٔوِيهِ ﴿١٣

Kendisini barındırmış olan sülalesini.

— İbni Kesir

AYARLAR