بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَمَن فِي ٱلۡأَرۡضِ جَمِيعٗا ثُمَّ يُنجِيهِ ١٤

Ve yeryüzünde bulunan herkesi. Ki nihayet kendisini kurtarsın.

– İbni Kesir

كـَلَّآۖ إِنَّهَا لَظَىٰ ١٥

Fakat ne mümkün, çünkü o; halis alevdir.

– İbni Kesir

نَزَّاعَةٗ لِّلشَّوَىٰ ١٦

Deriyi soyup kavurandır.

– İbni Kesir

تَدۡعُواْ مَنۡ أَدۡبَرَ وَتَوَلَّىٰ ١٧

Yüz çevirip arkasına döneni çağırır.

– İbni Kesir

وَجَمَعَ فَأَوۡعَىٰٓ ١٨

Malını toplayıp kap içinde saklayanı da.

– İbni Kesir

۞ إِنَّ ٱلۡإِنسَٰنَ خُلِقَ هَلُوعًا ١٩

Gerçekten insan; hırsına düşkün yaratılmıştır.

– İbni Kesir

إِذَا مَسَّهُ ٱلشَّرُّ جَزُوعٗا ٢٠

Başına bir fenalık gelince, feryadı basandır.

– İbni Kesir

وَإِذَا مَسَّهُ ٱلۡخَيۡرُ مَنُوعًا ٢١

Kendisine bir hayır dokununca da çok cimridir.

– İbni Kesir

إِلَّا ٱلۡمُصَلِّينَ ٢٢

Ancak namaz kılanlar müstesna.

– İbni Kesir

ٱلَّذِينَ هُمۡ عَلَىٰ صَلَاتِهِمۡ دَآئِمُونَ ٢٣

Onlar ki; namazlarında daimdirler.

– İbni Kesir

وَٱلَّذِينَ فِيٓ أَمۡوَٰلِهِمۡ حَقّٞ مَّعۡلُومٞ ٢٤

Ve onlar ki; mallarında belirli bir hak vardır;

– İbni Kesir

AYARLAR
Okuyucu