بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَصَٰحِبَتِهِۦ وَأَخِيهِ ﴿١٢

eşini ve kardeşini,

— Seyyid Kutub

وَفَصِيلَتِهِ ٱلَّتِى تُـْٔوِيهِ ﴿١٣

kendisini barındıran, içinde yetiştiği tüm ailesini.

— Seyyid Kutub

وَمَن فِى ٱلْأَرْضِ جَمِيعًا ثُمَّ يُنجِيهِ ﴿١٤

Ve yeryüzünde bulunanların hepsini versin de tek kendisini kurtarsın.

— Seyyid Kutub

كَلَّآۖ إِنَّهَا لَظَىٰ ﴿١٥

Hayır! O alevden bir ateştir.

— Seyyid Kutub

نَزَّاعَةً لِّلشَّوَىٰ ﴿١٦

Deriler kavurur, soyar.

— Seyyid Kutub

تَدْعُواْ مَنْ أَدْبَرَ وَتَوَلَّىٰ ﴿١٧

Kendine çağırır; sırtını dönüp gideni.

— Seyyid Kutub

وَجَمَعَ فَأَوْعَىٰٓ ﴿١٨

Mal toplayıp kasada yığanı.

— Seyyid Kutub

إِنَّ ٱلْإِنسَٰنَ خُلِقَ هَلُوعًا ﴿١٩

Doğrusu insan hırslı ve huysuz yaratılmıştır.

— Seyyid Kutub

إِذَا مَسَّهُ ٱلشَّرُّ جَزُوعًا ﴿٢٠

Kendisine kötülük dokundu mu sızlanır.

— Seyyid Kutub

وَإِذَا مَسَّهُ ٱلْخَيْرُ مَنُوعًا ﴿٢١

Kendisine hayır dokundu mu yoksullara yardım etmez..

— Seyyid Kutub

إِلَّا ٱلْمُصَلِّينَ ﴿٢٢

Ancak namaz kılanlar bunun dışındadır.

— Seyyid Kutub

AYARLAR