بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَلَا طَعَامٌ إِلَّا مِنْ غِسْلِينٍ ﴿٣٦

«Ğıslîn» den başka yiyecek de yokdur,

— Hasan Basri Çantay

لَّا يَأْكُلُهُۥٓ إِلَّا ٱلْخَٰطِـُٔونَ ﴿٣٧

«Ki onu (bilerek) hataa eden (kâfir) lerden başkası yemez».

— Hasan Basri Çantay

فَلَآ أُقْسِمُ بِمَا تُبْصِرُونَ ﴿٣٨

(38-39) (Demek ki iş müşriklerin sandığı gibi değildir, zaahirdir). Neler görüyor, neler görmüyorsanız (onların hepsine) andederim ki,

— Hasan Basri Çantay

وَمَا لَا تُبْصِرُونَ ﴿٣٩

(38-39) (Demek ki iş müşriklerin sandığı gibi değildir, zaahirdir). Neler görüyor, neler görmüyorsanız (onların hepsine) andederim ki,

— Hasan Basri Çantay

إِنَّهُۥ لَقَوْلُ رَسُولٍ كَرِيمٍ ﴿٤٠

Muhakkak o (Kur'an) Allah indinde çok şerefli peygamberin katî sözüdür.

— Hasan Basri Çantay

وَمَا هُوَ بِقَوْلِ شَاعِرٍۚ قَلِيلًا مَّا تُؤْمِنُونَ ﴿٤١

O, bir şâir sözü değildir. Ne az inanır (adamlar) sınız siz!

— Hasan Basri Çantay

وَلَا بِقَوْلِ كَاهِنٍۚ قَلِيلًا مَّا تَذَكَّرُونَ ﴿٤٢

(O), bir kâhin sözü de değildir. Siz ne az düşünür (adamlar)sınız!

— Hasan Basri Çantay

تَنزِيلٌ مِّن رَّبِّ ٱلْعَٰلَمِينَ ﴿٤٣

(O), âlemlerin Rabbinden indirilmedir.

— Hasan Basri Çantay

وَلَوْ تَقَوَّلَ عَلَيْنَا بَعْضَ ٱلْأَقَاوِيلِ ﴿٤٤

Eğer (peygamber söylemediğimiz) ba'zı sözleri bize karşı kendiliğinden uydurmuş olsaydı,

— Hasan Basri Çantay

لَأَخَذْنَا مِنْهُ بِٱلْيَمِينِ ﴿٤٥

Elbette onun sağ elini (kuvvet ve kudretini) alıverdik,

— Hasan Basri Çantay

ثُمَّ لَقَطَعْنَا مِنْهُ ٱلْوَتِينَ ﴿٤٦

sonra da, hiç şübhesiz, onun kalb damarını koparırdık.

— Hasan Basri Çantay

AYARLAR