بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَلَا طَعَامٌ إِلَّا مِنۡ غِسۡلِينٖ ٣٦

Ne de bir taam, bir "gıslîn" den başka.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ğıslin'den başka yiyecek de yoktur.

– İbni Kesir

“Kanlı irinden başka bir yiyeceği de yoktur.”

– Diyanet İşleri

«Ğıslîn» den başka yiyecek de yokdur,

– Hasan Basri Çantay

İrinden başka yiyecek yoktur.

– Seyyid Kutub

لَّا يَأۡكُلُهُۥٓ إِلَّا ٱلۡخَٰطِـُٔونَ ٣٧

Ki onu kimse yemez hatâkâr canîlerden başka.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Onu ancak günahkarlar yer.

– İbni Kesir

Onu günahkârlardan başkası yemez.”

– Diyanet İşleri

«Ki onu (bilerek) hataa eden (kâfir) lerden başkası yemez».

– Hasan Basri Çantay

Onu (bile bile) hata işleyenlerden başkası yemez.

– Seyyid Kutub

فَلَآ أُقۡسِمُ بِمَا تُبۡصِرُونَ ٣٨

Artık yok, kasem ederimki gördüklerinize.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Görebildiğinize yemin ederim ki;

– İbni Kesir

(38-40) Görebildiklerinize ve göremediklerinize yemin ederim ki, o (Kur’an), hiç şüphesiz çok şerefli bir elçinin (Allah’tan alıp tebliğ ettiği) sözüdür.

– Diyanet İşleri

(38-39) (Demek ki iş müşriklerin sandığı gibi değildir, zaahirdir). Neler görüyor, neler görmüyorsanız (onların hepsine) andederim ki,

– Hasan Basri Çantay

Yoo yemin ederim; gördüklerinize

– Seyyid Kutub

وَمَا لَا تُبۡصِرُونَ ٣٩

Ve görmediklerinize.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ve göremediklerinize de;

– İbni Kesir

(38-40) Görebildiklerinize ve göremediklerinize yemin ederim ki, o (Kur’an), hiç şüphesiz çok şerefli bir elçinin (Allah’tan alıp tebliğ ettiği) sözüdür.

– Diyanet İşleri

(38-39) (Demek ki iş müşriklerin sandığı gibi değildir, zaahirdir). Neler görüyor, neler görmüyorsanız (onların hepsine) andederim ki,

– Hasan Basri Çantay

Ve görmediklerinize ki,

– Seyyid Kutub

إِنَّهُۥ لَقَوۡلُ رَسُولٖ كَرِيمٖ ٤٠

O hiç şüphesiz kerîm bir Resul’ün getirdiği sözdür.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Muhakkak o; şerefli bir elçinin kat'i sözüdür.

– İbni Kesir

(38-40) Görebildiklerinize ve göremediklerinize yemin ederim ki, o (Kur’an), hiç şüphesiz çok şerefli bir elçinin (Allah’tan alıp tebliğ ettiği) sözüdür.

– Diyanet İşleri

Muhakkak o (Kur'an) Allah indinde çok şerefli peygamberin katî sözüdür.

– Hasan Basri Çantay

O (Kur'an), elbette şerefli bir peygamberin sözüdür.

– Seyyid Kutub

وَمَا هُوَ بِقَوۡلِ شَاعِرٖۚ قَلِيلٗا مَّا تُؤۡمِنُونَ ٤١

Ve o bir şâir sözü değildir. Siz pek az düşünüyorsunuz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ve o, bir şair sözü değildir. Ne de az inanıyorsunuz?

– İbni Kesir

O, bir şairin sözü değildir. Ne de az inanıyorsunuz!

– Diyanet İşleri

O, bir şâir sözü değildir. Ne az inanır (adamlar) sınız siz!

– Hasan Basri Çantay

O, bir şairin sözü değildir. Ne de az inanıyorsunuz!

– Seyyid Kutub

وَلَا بِقَوۡلِ كَاهِنٖۚ قَلِيلٗا مَّا تَذَكَّرُونَ ٤٢

Bir kâhin sözü de değildir, siz pek az düşünüyorsunuz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Bir kahin sözü de değildir. Ne de az düşünüyorsunuz?

– İbni Kesir

Bir kâhinin sözü de değildir. Ne de az düşünüyorsunuz!

– Diyanet İşleri

(O), bir kâhin sözü de değildir. Siz ne az düşünür (adamlar)sınız!

– Hasan Basri Çantay

Bir kâhinin sözü de değildir. Ne kadar da az düşünüyorsunuz!

– Seyyid Kutub

تَنزِيلٞ مِّن رَّبِّ ٱلۡعَٰلَمِينَ ٤٣

O Rabbülâlemînden bir tenzildir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Alemlerin Rabbından indirilmedir.

– İbni Kesir

O, âlemlerin Rabbi tarafından indirilmedir.

– Diyanet İşleri

(O), âlemlerin Rabbinden indirilmedir.

– Hasan Basri Çantay

Kur'an alemlerin Rabbinden indirilmiştir.

– Seyyid Kutub

وَلَوۡ تَقَوَّلَ عَلَيۡنَا بَعۡضَ ٱلۡأَقَاوِيلِ ٤٤

O bize isnaden bazı lâflar uydurmağa kalkışsaydı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Eğer o; bazı sözleri Bize karşı buna katmış olsaydı,

– İbni Kesir

(44-45) Eğer (Peygamber) bize isnat ederek bazı sözler uydurmuş olsaydı, mutlaka onu kudretimizle yakalardık.

– Diyanet İşleri

Eğer (peygamber söylemediğimiz) ba'zı sözleri bize karşı kendiliğinden uydurmuş olsaydı,

– Hasan Basri Çantay

Eğer Muhammed, bize karşı ona bazı sözler katmış olsaydı.

– Seyyid Kutub

لَأَخَذۡنَا مِنۡهُ بِٱلۡيَمِينِ ٤٥

Elbette biz onu ondan dolayı yemîniyle yakalar (kuvvetle tutar hıncını alır) dık.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Elbette Biz; onu, kuvvetle yakalardık.

– İbni Kesir

(44-45) Eğer (Peygamber) bize isnat ederek bazı sözler uydurmuş olsaydı, mutlaka onu kudretimizle yakalardık.

– Diyanet İşleri

Elbette onun sağ elini (kuvvet ve kudretini) alıverdik,

– Hasan Basri Çantay

Biz onu kuvvetle yakalardık,

– Seyyid Kutub

ثُمَّ لَقَطَعۡنَا مِنۡهُ ٱلۡوَتِينَ ٤٦

Sonra da ondan vetînini (iliğini) geser atardık.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Sonra da, hiç şüphesiz onun şah damarını koparırdık.

– İbni Kesir

Sonra da onun şah damarını mutlaka keserdik.

– Diyanet İşleri

sonra da, hiç şübhesiz, onun kalb damarını koparırdık.

– Hasan Basri Çantay

Sonra onun şah damarını koparırdık.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu