بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

إِنِّي ظَنَنتُ أَنِّي مُلَٰقٍ حِسَابِيَهۡ ٢٠

«Çünkü ben hakıykaten hisâbıma kavuşacağımı (kuvvetle) zannetmişdim».

– Hasan Basri Çantay

فَهُوَ فِي عِيشَةٖ رَّاضِيَةٖ ٢١

İşte o, hoşnud bir hayât içindedir,

– Hasan Basri Çantay

فِي جَنَّةٍ عَالِيَةٖ ٢٢

yüksek bir cennetde.

– Hasan Basri Çantay

قُطُوفُهَا دَانِيَةٞ ٢٣

(O cennetin) çabucak devşirilecek (meyve) leri (her durumda erilebilir derecede) yakındır.

– Hasan Basri Çantay

كُلُواْ وَٱشۡرَبُواْ هَنِيٓـَٔۢا بِمَآ أَسۡلَفۡتُمۡ فِي ٱلۡأَيَّامِ ٱلۡخَالِيَةِ ٢٤

«(Dünyâda) geçmiş günlerde takdim etdiğiniz (iyi amellerin karşılığı olarak afiyetle yeyin, için».

– Hasan Basri Çantay

وَأَمَّا مَنۡ أُوتِيَ كِتَٰبَهُۥ بِشِمَالِهِۦ فَيَقُولُ يَٰلَيۡتَنِي لَمۡ أُوتَ كِتَٰبِيَهۡ ٢٥

Kitabı sol eline verilmiş olan kişiye gelince, o da der ki, «Ah keşki benim kitabım verilmeseydi».

– Hasan Basri Çantay

وَلَمۡ أَدۡرِ مَا حِسَابِيَهۡ ٢٦

«Hisâbımın da ne olduğunu bilmeseydim».

– Hasan Basri Çantay

يَٰلَيۡتَهَا كَانَتِ ٱلۡقَاضِيَةَ ٢٧

«Ah keşki o (ölüm, hayâtıma) kat'î bir son verici olsaydı».

– Hasan Basri Çantay

مَآ أَغۡنَىٰ عَنِّي مَالِيَهۡۜ ٢٨

«Malım bana bir fâide vermedi».

– Hasan Basri Çantay

هَلَكَ عَنِّي سُلۡطَٰنِيَهۡ ٢٩

«(Bütün) saltanatım benden ayrılıb mahvoldu».

– Hasan Basri Çantay

خُذُوهُ فَغُلُّوهُ ٣٠

(Allah buyurur:) «Tutun onu da (ellerini, boynunu) bağlayın».

– Hasan Basri Çantay

AYARLAR
Okuyucu