بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

لِنَجْعَلَهَا لَكُمْ تَذْكِرَةً وَتَعِيَهَآ أُذُنٌ وَٰعِيَةٌ ١٢

Ki bunu sizin için bir öğüt ve ibret yapalım. Ve anlayışlı kulaklar anlasın diye.

– İbni Kesir

فَإِذَا نُفِخَ فِى ٱلصُّورِ نَفْخَةٌ وَٰحِدَةٌ ١٣

Sur'a bir üfürüldüğünde;

– İbni Kesir

وَحُمِلَتِ ٱلْأَرْضُ وَٱلْجِبَالُ فَدُكَّتَا دَكَّةً وَٰحِدَةً ١٤

Yer ile dağlar kaldırılıp bir vuruşla birbirine çarpıldığında,

– İbni Kesir

فَيَوْمَئِذٍ وَقَعَتِ ٱلْوَاقِعَةُ ١٥

İşte o gün; olan olmuştur.

– İbni Kesir

وَٱنشَقَّتِ ٱلسَّمَآءُ فَهِىَ يَوْمَئِذٍ وَاهِيَةٌ ١٦

Gök de yarılmış ve o gün bitkin bir hale gelmiştir.

– İbni Kesir

وَٱلْمَلَكُ عَلَىٰٓ أَرْجَآئِهَاۚ وَيَحْمِلُ عَرْشَ رَبِّكَ فَوْقَهُمْ يَوْمَئِذٍ ثَمَٰنِيَةٌ ١٧

Melekler ise onun çevresindedirler. Ve o gün; Rabbının Arş'ını, onların da üstünde sekiz tanesi yüklenir.

– İbni Kesir

يَوْمَئِذٍ تُعْرَضُونَ لَا تَخْفَىٰ مِنكُمْ خَافِيَةٌ ١٨

O gün; siz, huzura alınırsınız. Ve hiç bir şeyiniz gizli kalmaz.

– İbni Kesir

فَأَمَّا مَنْ أُوتِىَ كِتَٰبَهُۥ بِيَمِينِهِۦ فَيَقُولُ هَآؤُمُ ٱقْرَءُواْ كِتَٰبِيَهْ ١٩

Kitabı sağından verilmiş olan der ki: Alın, işte okuyun kitabımı.

– İbni Kesir

إِنِّى ظَنَنتُ أَنِّى مُلَٰقٍ حِسَابِيَهْ ٢٠

Doğrusu ben, bir hesablaşma ile karşılaşacağımı sanıyordum.

– İbni Kesir

فَهُوَ فِى عِيشَةٍ رَّاضِيَةٍ ٢١

İşte o, hoş bir hayat içindedir.

– İbni Kesir

فِى جَنَّةٍ عَالِيَةٍ ٢٢

Yüksek bir cennette,

– İbni Kesir

AYARLAR
Okuyucu