بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

تَرْجِعُونَهَآ إِن كُنتُمْ صَٰدِقِينَ ﴿٨٧

Ceza çekmiyecekseniz, onu geri çevirsenize! davanızda doğru iseniz.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Onu geri çevirsenize. Şayet sadıklar iseniz.

— İbni Kesir

(86-87) Eğer hesaba çekilmeyecekseniz ve doğru söyleyenler iseniz, onu geri döndürsenize!

— Diyanet İşleri

Onu (tâ boğazınıza gelince cesedinize) geri çevirseniz a! Eğer (iddianızda) saadıklarsanız...

— Hasan Basri Çantay

Eğer söylediğiniz doğru ise o çıkmak üzere olan canı geriye döndürsenize!

— Seyyid Kutub

فَأَمَّآ إِن كَانَ مِنَ ٱلْمُقَرَّبِينَ ﴿٨٨

Amma o mukarrebînden ise artık.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Eğer o kişi gözdelerden ise;

— İbni Kesir

(88-89) Fakat (ölen kişi) Allah’a yakın kılınmışlardan ise, ona rahatlık, güzel rızık ve Naîm cenneti vardır.

— Diyanet İşleri

Şimdi, (ölene gelince) eğer o, mukarreblerden ise,

— Hasan Basri Çantay

Eğer ölmek üzere olan kişi Allah'a yakın olanlardan ise;

— Seyyid Kutub

فَرَوْحٌ وَرَيْحَانٌ وَجَنَّتُ نَعِيمٍ ﴿٨٩

Bir revh-u reyhan ve bir cenneti ne'îm.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Rahatlık, güzel rızık ve Naim cenneti.

— İbni Kesir

(88-89) Fakat (ölen kişi) Allah’a yakın kılınmışlardan ise, ona rahatlık, güzel rızık ve Naîm cenneti vardır.

— Diyanet İşleri

artık rahatlık, güzel rızık ve Naıym cenneti (onundur).

— Hasan Basri Çantay

Esenlik, hoş kokulu çiçekler ve bol nimetli cennet onu bekliyor

— Seyyid Kutub

وَأَمَّآ إِن كَانَ مِنْ أَصْحَٰبِ ٱلْيَمِينِ ﴿٩٠

Ve amma Ashab-ı yemîn’den ise.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Şayet sağcılardan ise;

— İbni Kesir

(90-91) Eğer Ahiret mutluluğuna ermiş kişilerden ise, kendisine, “Selâm sana Ahiret mutluluğuna ermişlerden!” denir.

— Diyanet İşleri

Eğer sağcılardan ise,

— Hasan Basri Çantay

Eğer adam defteri sağdan verileceklerden ise,

— Seyyid Kutub

فَسَلَٰمٌ لَّكَ مِنْ أَصْحَٰبِ ٱلْيَمِينِ ﴿٩١

Artık selâm sana Ashab-ı yemîn’den.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Selem sana sağcılardan.

— İbni Kesir

(90-91) Eğer Ahiret mutluluğuna ermiş kişilerden ise, kendisine, “Selâm sana Ahiret mutluluğuna ermişlerden!” denir.

— Diyanet İşleri

Artık sağcılardan selâm sana!

— Hasan Basri Çantay

Defterlerini sağdan alacak olan arkadaşlarının selâmı var sana.

— Seyyid Kutub

وَأَمَّآ إِن كَانَ مِنَ ٱلْمُكَذِّبِينَ ٱلضَّآلِّينَ ﴿٩٢

Ve amma o tekzib eden.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Eğer sapık yalanlayıcılardan ise;

— İbni Kesir

(92-93) Ama haktan sapan yalancılardan ise, işte ona da kaynar sudan bir ziyafet vardır.

— Diyanet İşleri

Amma eğer tekzîbcilerden, sapıklardansa,

— Hasan Basri Çantay

Eğer adam sapık bir inkarcı ise,

— Seyyid Kutub

فَنُزُلٌ مِّنْ حَمِيمٍ ﴿٩٣

Sapgınlardan ise her halde konukluğu hamîm.

— Elmalılı Hamdi Yazır

İşte ona da kaynar sudan bir ziyafet,

— İbni Kesir

(92-93) Ama haktan sapan yalancılardan ise, işte ona da kaynar sudan bir ziyafet vardır.

— Diyanet İşleri

işte (ona da) kaynar sudan bir ziyafet!

— Hasan Basri Çantay

O kaynar su sunularak ağırlanır.

— Seyyid Kutub

وَتَصْلِيَةُ جَحِيمٍ ﴿٩٤

Ve yaslanacağı Cahîmdir.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Ve cehenneme atılış.

— İbni Kesir

Bir de cehenneme atılma vardır.

— Diyanet İşleri

ve cehenneme bir atılış.

— Hasan Basri Çantay

Ve cehenneme atılır.

— Seyyid Kutub

إِنَّ هَٰذَا لَهُوَ حَقُّ ٱلْيَقِينِ ﴿٩٥

İşte budur hakikat hakk’ul-yakîn.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Şüphesiz ki bu; kesin gerçeğin kendisidir.

— İbni Kesir

Şüphesiz bu, kesin gerçektir.

— Diyanet İşleri

Şübhesiz ki bu elbette kat'î bilgi (veren) hakıykatın ta kendisidir.

— Hasan Basri Çantay

Bu kesin gerçektir.

— Seyyid Kutub

فَسَبِّحْ بِٱسْمِ رَبِّكَ ٱلْعَظِيمِ ﴿٩٦

Hayti tesbih et Rabbi’ne azîm ismiyle.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Öyleyse Rabbını büyük adıyla tesbih et.

— İbni Kesir

Öyleyse yüce Rabbinin adını tesbih et.

— Diyanet İşleri

Haydi Rabbini o büyük adiyle tesbih (ve tenzîh) et.

— Hasan Basri Çantay

Öyleyse yüce Rabbinin adını noksanlıklardan tenzih et.

— Seyyid Kutub

AYARLAR