بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

نَحۡنُ جَعَلۡنَٰهَا تَذۡكِرَةٗ وَمَتَٰعٗا لِّلۡمُقۡوِينَ ٧٣

Biz onu hem bir muhtıra kıldık hem de bir istifade: alandaki muhtaclar için.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Biz, onu bir ibret ve konaklayanlar için faydalı kıldık.

– İbni Kesir

Biz onu bir ibret ve ıssız yerlerde yaşayanlara bir yarar kaynağı kıldık.

– Diyanet İşleri

Biz onu hem bir ibret, hem çöl yolcularına bir fâide kıldık.

– Hasan Basri Çantay

Biz onu hem düşündürücü, ibret verici bir uyarıcı, hem de ihtiyacı olanlar için bir yararlanma kaynağı olarak yarattık.

– Seyyid Kutub

فَسَبِّحۡ بِٱسۡمِ رَبِّكَ ٱلۡعَظِيمِ ٧٤

O halde tesbih et Rabbine azîm ismiyle.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Öyleyse Rabbını o büyük adıyla tesbih et.

– İbni Kesir

O hâlde, O yüce Rabbinin adını tesbih et (yücelt).

– Diyanet İşleri

O halde Rabbini o büyük adiyle tesbîh (ve tenzîh) et.

– Hasan Basri Çantay

Öyleyse yüce Rabbinin adını noksanlıklardan tenzih et.

– Seyyid Kutub

۞ فَلَآ أُقۡسِمُ بِمَوَٰقِعِ ٱلنُّجُومِ ٧٥

Artık yok, o nücumun mevkilerine kasem ederim.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Hayır yıldızların yerleri üzerine yemin ederim;

– İbni Kesir

(75-76) Yıldızların yerlerine yemin ederim ki, -eğer bilirseniz, gerçekten bu, büyük bir yemindir-

– Diyanet İşleri

Hayır (hakıykatler kâfirlerin dedikleri gibi değildir). İşte yıldızların düşdüğü yerlere andediyorum.

– Hasan Basri Çantay

Yıldızların yörüngeleri üzerine yemin ederim ki;

– Seyyid Kutub

وَإِنَّهُۥ لَقَسَمٞ لَّوۡ تَعۡلَمُونَ عَظِيمٌ ٧٦

- Ve filhakika o bilseniz çok büyük bir kasemdir –.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Gerçekten bilseniz bu, büyük bir yemindir.

– İbni Kesir

(75-76) Yıldızların yerlerine yemin ederim ki, -eğer bilirseniz, gerçekten bu, büyük bir yemindir-

– Diyanet İşleri

ki hakıykaten bu, eğer bilirseniz, büyük bir anddır,

– Hasan Basri Çantay

Keşke bilseniz bu ne büyük bir yemindir

– Seyyid Kutub

إِنَّهُۥ لَقُرۡءَانٞ كَرِيمٞ ٧٧

Ki hakikaten o bir Kur'an-ı Kerîm’dir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Şüphesiz o; şerefli bir Kur'an'dır.

– İbni Kesir

O, elbette değerli bir Kur’an’dır.

– Diyanet İşleri

muhakkak o, elbette çok şerefli bir Kur'andır,

– Hasan Basri Çantay

Bu kitap, yüce Kur'an'dır.

– Seyyid Kutub

فِي كِتَٰبٖ مَّكۡنُونٖ ٧٨

Öyle bir kitabda ki mahfuz tutulur.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Korunmuş bir kitabdadır.

– İbni Kesir

Korunmuş bir kitaptadır.

– Diyanet İşleri

ki Sıyânet edilmiş bir kitabda (yazılı) dır.

– Hasan Basri Çantay

Aslı (Allah katındaki) bir kitapta saklıdır.

– Seyyid Kutub

لَّا يَمَسُّهُۥٓ إِلَّا ٱلۡمُطَهَّرُونَ ٧٩

Ona tertemiz temizlenmiş olanlardan başkası el süremez.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ona arınmış olanlardan başkası dokunamaz.

– İbni Kesir

Ona, ancak tertemiz olanlar dokunabilir.

– Diyanet İşleri

Ona tam bir suretde temizlenmiş olanlardan başkası el süremez.

– Hasan Basri Çantay

Ona sadece tertemiz kimseler el sürebilir.

– Seyyid Kutub

تَنزِيلٞ مِّن رَّبِّ ٱلۡعَٰلَمِينَ ٨٠

Rabb’ül-âlemîn’den indirilmedir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Alemlerin Rabbından indirilmedir.

– İbni Kesir

Âlemlerin Rabb’inden indirilmedir.

– Diyanet İşleri

(O) âlemlerin Rabbinden indirilmedir.

– Hasan Basri Çantay

O, Allah tarafından indirilmiştir.

– Seyyid Kutub

أَفَبِهَٰذَا ٱلۡحَدِيثِ أَنتُم مُّدۡهِنُونَ ٨١

Şimdi bu kelâma siz yağ mı süreceksiniz?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Siz, bu sözü mü küçümsüyorsunuz?

– İbni Kesir

(81-82) Şimdi siz, bu sözü mü küçümsüyorsunuz ve Allah’ın verdiği rızka O’nu yalanlayarak mı şükrediyorsunuz?

– Diyanet İşleri

Şimdi siz bu kelâmı mı hor görücülersiniz?

– Hasan Basri Çantay

Şimdi siz bu sözü bu mesajı hafife mi alıyorsunuz?

– Seyyid Kutub

وَتَجۡعَلُونَ رِزۡقَكُمۡ أَنَّكُمۡ تُكَذِّبُونَ ٨٢

Ve rızkınızı tekzibiniz mi kılacaksınız?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Rızkınızı yalanlamakla mı çıkarıyorsunuz?

– İbni Kesir

(81-82) Şimdi siz, bu sözü mü küçümsüyorsunuz ve Allah’ın verdiği rızka O’nu yalanlayarak mı şükrediyorsunuz?

– Diyanet İşleri

Rızkınıza (şükür edeceğinize) siz behemehal tekzibe mi kalkışırsınız?

– Hasan Basri Çantay

Yalanlamayı kendinize rızık ve ileriye dönük birikim mi yapıyorsunuz?

– Seyyid Kutub

فَلَوۡلَآ إِذَا بَلَغَتِ ٱلۡحُلۡقُومَ ٨٣

O halde hadisenize can hulkuma geldiği vakit.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Hele can boğaza gelince;

– İbni Kesir

Can boğaza geldiğinde, onu geri döndürsenize!

– Diyanet İşleri

Hele (can) boğaza gelince,

– Hasan Basri Çantay

Canın boğaza dayandığı an var ya,

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu