بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

قُلْ إِنَّ ٱلْأَوَّلِينَ وَٱلْءَاخِرِينَ ٤٩

De ki: Şüphesiz hem öncekiler, hem sonrakiler,

– İbni Kesir

لَمَجْمُوعُونَ إِلَىٰ مِيقَٰتِ يَوْمٍ مَّعْلُومٍ ٥٠

Belli bir günün belli bir vaktinde mutlaka toplanacaklardır.

– İbni Kesir

ثُمَّ إِنَّكُمْ أَيُّهَا ٱلضَّآلُّونَ ٱلْمُكَذِّبُونَ ٥١

Sonra gerçekten siz ey sapıklar, yalanlayıcılar;

– İbni Kesir

لَءَاكِلُونَ مِن شَجَرٍ مِّن زَقُّومٍ ٥٢

Muhakkak ki yiyeceksiniz zakkum ağacından.

– İbni Kesir

فَمَالِـُٔونَ مِنْهَا ٱلْبُطُونَ ٥٣

Karınlarınızı dolduracaksınız hep ondan.

– İbni Kesir

فَشَٰرِبُونَ عَلَيْهِ مِنَ ٱلْحَمِيمِ ٥٤

Üstüne de içeceksiniz o kaynar sudan.

– İbni Kesir

فَشَٰرِبُونَ شُرْبَ ٱلْهِيمِ ٥٥

Susamış develerin suya saldırışı gibi içeceksiniz.

– İbni Kesir

هَٰذَا نُزُلُهُمْ يَوْمَ ٱلدِّينِ ٥٦

İşte ceza günü onlara sunulacak ziyafet budur.

– İbni Kesir

نَحْنُ خَلَقْنَٰكُمْ فَلَوْلَا تُصَدِّقُونَ ٥٧

Sizi; Biz, yarattık. Hala tasdik etmez misiniz?

– İbni Kesir

أَفَرَءَيْتُم مَّا تُمْنُونَ ٥٨

Söyleyin öyleyse; dökmekte olduğunuz meni nedir?

– İbni Kesir

ءَأَنتُمْ تَخْلُقُونَهُۥٓ أَمْ نَحْنُ ٱلْخَٰلِقُونَ ٥٩

Onu siz mi yaratıyorsunuz, yoksa yaratanlar Biz miyiz?

– İbni Kesir

AYARLAR
Okuyucu