بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَفَٰكِهَةٖ كَثِيرَةٖ ٣٢

(28-34) (Onlar), dikensiz sidir ağaçları ve meyveleri küme küme dizili muz ağaçları altında, yayılmış sürekli bir gölgede, çağlayan bir su başında, tükenmeyen ve yasaklanmayan çok çeşitli meyveler içinde ve yüksek döşekler üzerindedirler.

– Diyanet İşleri

لَّا مَقۡطُوعَةٖ وَلَا مَمۡنُوعَةٖ ٣٣

(28-34) (Onlar), dikensiz sidir ağaçları ve meyveleri küme küme dizili muz ağaçları altında, yayılmış sürekli bir gölgede, çağlayan bir su başında, tükenmeyen ve yasaklanmayan çok çeşitli meyveler içinde ve yüksek döşekler üzerindedirler.

– Diyanet İşleri

وَفُرُشٖ مَّرۡفُوعَةٍ ٣٤

(28-34) (Onlar), dikensiz sidir ağaçları ve meyveleri küme küme dizili muz ağaçları altında, yayılmış sürekli bir gölgede, çağlayan bir su başında, tükenmeyen ve yasaklanmayan çok çeşitli meyveler içinde ve yüksek döşekler üzerindedirler.

– Diyanet İşleri

إِنَّآ أَنشَأۡنَٰهُنَّ إِنشَآءٗ ٣٥

Biz onları (hurileri) yepyeni bir yaratılışta yarattık.

– Diyanet İşleri

فَجَعَلۡنَٰهُنَّ أَبۡكَارًا ٣٦

(36-38) Onları ahiret mutluluğuna erenler için, hep bir yaşta eşlerini çok seven gösterişli bakireler yaptık.

– Diyanet İşleri

عُرُبًا أَتۡرَابٗا ٣٧

(36-38) Onları ahiret mutluluğuna erenler için, hep bir yaşta eşlerini çok seven gösterişli bakireler yaptık.

– Diyanet İşleri

لِّأَصۡحَٰبِ ٱلۡيَمِينِ ٣٨

(36-38) Onları ahiret mutluluğuna erenler için, hep bir yaşta eşlerini çok seven gösterişli bakireler yaptık.

– Diyanet İşleri

ثُلَّةٞ مِّنَ ٱلۡأَوَّلِينَ ٣٩

(39-40) Bunların birçoğu öncekilerden, birçoğu da sonrakilerdendir.

– Diyanet İşleri

وَثُلَّةٞ مِّنَ ٱلۡأٓخِرِينَ ٤٠

(39-40) Bunların birçoğu öncekilerden, birçoğu da sonrakilerdendir.

– Diyanet İşleri

وَأَصۡحَٰبُ ٱلشِّمَالِ مَآ أَصۡحَٰبُ ٱلشِّمَالِ ٤١

Kötülüğe batanlar ise ne mutsuz kimselerdir!

– Diyanet İşleri

فِي سَمُومٖ وَحَمِيمٖ ٤٢

(42-44) Onlar, iliklere işleyen bir ateş ve bir kaynar su içindedirler. Ne serin ve ne de yararlı olan zifirî bir gölge içinde!.

– Diyanet İşleri

AYARLAR
Okuyucu