بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَمَآءٍ مَّسْكُوبٍ ﴿٣١

Çağlıyan bir su.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Çağlayan su,

– İbni Kesir

(28-34) (Onlar), dikensiz sidir ağaçları ve meyveleri küme küme dizili muz ağaçları altında, yayılmış sürekli bir gölgede, çağlayan bir su başında, tükenmeyen ve yasaklanmayan çok çeşitli meyveler içinde ve yüksek döşekler üzerindedirler.

– Diyanet İşleri

dâima akan su (lar),

– Hasan Basri Çantay

Çağlayan akarsu boylarında,

– Seyyid Kutub

وَفَٰكِهَةٍ كَثِيرَةٍ ﴿٣٢

Bir çok meyve.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Bir çok meyve,

– İbni Kesir

(28-34) (Onlar), dikensiz sidir ağaçları ve meyveleri küme küme dizili muz ağaçları altında, yayılmış sürekli bir gölgede, çağlayan bir su başında, tükenmeyen ve yasaklanmayan çok çeşitli meyveler içinde ve yüksek döşekler üzerindedirler.

– Diyanet İşleri

(32-33) (hiçbir zaman) kesil (ib tüken) meyen, yasak da edilmeyen birçok (cinsde) meyve (ler) arasında,

– Hasan Basri Çantay

Bol meyvalar yanında,

– Seyyid Kutub

لَّا مَقْطُوعَةٍ وَلَا مَمْنُوعَةٍ ﴿٣٣

Ne eksilir, ne men edilir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Bitip tükenmeyen ve yasaklanmayan.

– İbni Kesir

(28-34) (Onlar), dikensiz sidir ağaçları ve meyveleri küme küme dizili muz ağaçları altında, yayılmış sürekli bir gölgede, çağlayan bir su başında, tükenmeyen ve yasaklanmayan çok çeşitli meyveler içinde ve yüksek döşekler üzerindedirler.

– Diyanet İşleri

(32-33) (hiçbir zaman) kesil (ib tüken) meyen, yasak da edilmeyen birçok (cinsde) meyve (ler) arasında,

– Hasan Basri Çantay

Sürekli ve yasaksız,

– Seyyid Kutub

وَفُرُشٍ مَّرْفُوعَةٍ ﴿٣٤

Yüksek döşekler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Yükseltilmiş döşekler üstündedirler.

– İbni Kesir

(28-34) (Onlar), dikensiz sidir ağaçları ve meyveleri küme küme dizili muz ağaçları altında, yayılmış sürekli bir gölgede, çağlayan bir su başında, tükenmeyen ve yasaklanmayan çok çeşitli meyveler içinde ve yüksek döşekler üzerindedirler.

– Diyanet İşleri

ve (kadri) yükseltilmiş döşeklerdedirler.

– Hasan Basri Çantay

Yüksek döşekler üzerindedirler.

– Seyyid Kutub

إِنَّآ أَنشَأْنَٰهُنَّ إِنشَآءً ﴿٣٥

Biz etmişizdir de onları.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Gerçekten Biz; onları, yeni bir yaratılışla yarattık.

– İbni Kesir

Biz onları (hurileri) yepyeni bir yaratılışta yarattık.

– Diyanet İşleri

Hakıykat, biz onları yepyeni bir yaratılışla yaratdık da,

– Hasan Basri Çantay

Biz oradaki hurileri yeniden yarattık.

– Seyyid Kutub

فَجَعَلْنَٰهُنَّ أَبْكَارًا ﴿٣٦

Ve onları el değmemişler kıldık.

– İbni Kesir

(36-38) Onları ahiret mutluluğuna erenler için, hep bir yaşta eşlerini çok seven gösterişli bakireler yaptık.

– Diyanet İşleri

(36-37) kız oğlan kızlar, zevcelerine sevgi ile düşkün, hep bir yaşıt yapdık,

– Hasan Basri Çantay

Onları bakire yaptık.

– Seyyid Kutub

عُرُبًا أَتْرَابًا ﴿٣٧

Kılmışızdır bir yaşıd ebkâri şeyda.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Eşlerine düşkün hep bir yaşıtlar.

– İbni Kesir

(36-38) Onları ahiret mutluluğuna erenler için, hep bir yaşta eşlerini çok seven gösterişli bakireler yaptık.

– Diyanet İşleri

(36-37) kız oğlan kızlar, zevcelerine sevgi ile düşkün, hep bir yaşıt yapdık,

– Hasan Basri Çantay

Eşlerine aşık ve onlarla aynı yaşta,

– Seyyid Kutub

لِّأَصْحَٰبِ ٱلْيَمِينِ ﴿٣٨

Ashab-ı yemîn için.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Sağcılar için.

– İbni Kesir

(36-38) Onları ahiret mutluluğuna erenler için, hep bir yaşta eşlerini çok seven gösterişli bakireler yaptık.

– Diyanet İşleri

sağcılar için.

– Hasan Basri Çantay

Defterleri sağdan verilenler için,

– Seyyid Kutub

ثُلَّةٌ مِّنَ ٱلْأَوَّلِينَ ﴿٣٩

Bir çok evvelînden.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Bir çoğu öncekilerden,

– İbni Kesir

(39-40) Bunların birçoğu öncekilerden, birçoğu da sonrakilerdendir.

– Diyanet İşleri

(Bunların) bir çok (u) evvelki (ümmet) lerden,

– Hasan Basri Çantay

Bunların bazıları eski ümmetlerden,

– Seyyid Kutub

وَثُلَّةٌ مِّنَ ٱلْءَاخِرِينَ ﴿٤٠

Ve bir çok âhirînden.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Bir çoğu da sonrakilerdendir.

– İbni Kesir

(39-40) Bunların birçoğu öncekilerden, birçoğu da sonrakilerdendir.

– Diyanet İşleri

bir çok (u) da sonraki (ümmet) lerdendir.

– Hasan Basri Çantay

Bazıları da sonrakilerdendir.

– Seyyid Kutub

وَأَصْحَٰبُ ٱلشِّمَالِ مَآ أَصْحَٰبُ ٱلشِّمَالِ ﴿٤١

Ashab-ı şimal ise ne Ashab-ı şimal!

– Elmalılı Hamdi Yazır

Solcular da. Solcular kimlerdir?

– İbni Kesir

Kötülüğe batanlar ise ne mutsuz kimselerdir!

– Diyanet İşleri

Solcular: (Onlar) ne solculardır!

– Hasan Basri Çantay

Defterleri soldan verilenler. Vay gele başlarına!

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu