بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَفَٰكِهَةٖ مِّمَّا يَتَخَيَّرُونَ ٢٠

(17-21) Ebediyen genç kalan uşaklar, onların etrafında; içmekle başlarının dönmeyeceği ve sarhoş olmayacakları, cennet pınarından doldurulmuş sürahileri, ibrikleri ve kadehleri, beğendikleri meyveleri ve arzu ettikleri kuş etlerini dolaştırırlar.

– Diyanet İşleri

وَلَحۡمِ طَيۡرٖ مِّمَّا يَشۡتَهُونَ ٢١

(17-21) Ebediyen genç kalan uşaklar, onların etrafında; içmekle başlarının dönmeyeceği ve sarhoş olmayacakları, cennet pınarından doldurulmuş sürahileri, ibrikleri ve kadehleri, beğendikleri meyveleri ve arzu ettikleri kuş etlerini dolaştırırlar.

– Diyanet İşleri

وَحُورٌ عِينٞ ٢٢

(22-23) Onlar için saklı inciler gibi, iri gözlü huriler de vardır.

– Diyanet İşleri

كَأَمۡثَٰلِ ٱللُّؤۡلُوِٕ ٱلۡمَكۡنُونِ ٢٣

(22-23) Onlar için saklı inciler gibi, iri gözlü huriler de vardır.

– Diyanet İşleri

جَزَآءَۢ بِمَا كَانُواْ يَعۡمَلُونَ ٢٤

(Bütün bunlar) işledikleri amellere karşılık bir mükâfat olarak (verilir.)

– Diyanet İşleri

لَا يَسۡمَعُونَ فِيهَا لَغۡوٗا وَلَا تَأۡثِيمًا ٢٥

Orada ne boş bir söz, ne de günaha sokan bir şey işitirler.

– Diyanet İşleri

إِلَّا قِيلٗا سَلَٰمٗا سَلَٰمٗا ٢٦

Sadece “selâm!”, “selâm!” sözünü işitirler.

– Diyanet İşleri

وَأَصۡحَٰبُ ٱلۡيَمِينِ مَآ أَصۡحَٰبُ ٱلۡيَمِينِ ٢٧

Ahiret mutluluğuna erenler, ne mutlu kimselerdir!

– Diyanet İşleri

فِي سِدۡرٖ مَّخۡضُودٖ ٢٨

(28-34) (Onlar), dikensiz sidir ağaçları ve meyveleri küme küme dizili muz ağaçları altında, yayılmış sürekli bir gölgede, çağlayan bir su başında, tükenmeyen ve yasaklanmayan çok çeşitli meyveler içinde ve yüksek döşekler üzerindedirler.

– Diyanet İşleri

وَطَلۡحٖ مَّنضُودٖ ٢٩

(28-34) (Onlar), dikensiz sidir ağaçları ve meyveleri küme küme dizili muz ağaçları altında, yayılmış sürekli bir gölgede, çağlayan bir su başında, tükenmeyen ve yasaklanmayan çok çeşitli meyveler içinde ve yüksek döşekler üzerindedirler.

– Diyanet İşleri

وَظِلّٖ مَّمۡدُودٖ ٣٠

(28-34) (Onlar), dikensiz sidir ağaçları ve meyveleri küme küme dizili muz ağaçları altında, yayılmış sürekli bir gölgede, çağlayan bir su başında, tükenmeyen ve yasaklanmayan çok çeşitli meyveler içinde ve yüksek döşekler üzerindedirler.

– Diyanet İşleri

AYARLAR
Okuyucu