بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَقَلِيلٞ مِّنَ ٱلۡأٓخِرِينَ ١٤

Birazı da sonrakilerdendir.

– Seyyid Kutub

عَلَىٰ سُرُرٖ مَّوۡضُونَةٖ ١٥

Altın işlemeli tahtlarda otururlar.

– Seyyid Kutub

مُّتَّكِـِٔينَ عَلَيۡهَا مُتَقَٰبِلِينَ ١٦

Karşılıklı olarak bu tahtlara kurulurlar.

– Seyyid Kutub

يَطُوفُ عَلَيۡهِمۡ وِلۡدَٰنٞ مُّخَلَّدُونَ ١٧

Hiç ölmeyecek genç hizmetçiler aralarında dolaşır,

– Seyyid Kutub

بِأَكۡوَابٖ وَأَبَارِيقَ وَكَأۡسٖ مِّن مَّعِينٖ ١٨

Gürül gürül akan bir çeşmeden doldurulmuş testiler, ibrikler ve kadehlerle.

– Seyyid Kutub

لَّا يُصَدَّعُونَ عَنۡهَا وَلَا يُنزِفُونَ ١٩

Bu içki ne başlarını ağrıtır, ne de sarhoş eder.

– Seyyid Kutub

وَفَٰكِهَةٖ مِّمَّا يَتَخَيَّرُونَ ٢٠

Hoşlarına giden meyvalarla,

– Seyyid Kutub

وَلَحۡمِ طَيۡرٖ مِّمَّا يَشۡتَهُونَ ٢١

İştahla yiyecekleri kuş etleri ile,

– Seyyid Kutub

وَحُورٌ عِينٞ ٢٢

Onlara iri gözlü huriler sunulur,

– Seyyid Kutub

كَأَمۡثَٰلِ ٱللُّؤۡلُوِٕ ٱلۡمَكۡنُونِ ٢٣

Tıpkı sedefteki inciler gibi.

– Seyyid Kutub

جَزَآءَۢ بِمَا كَانُواْ يَعۡمَلُونَ ٢٤

Yaptıkları iyiliklerin karşılığı olarak,

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu