بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ
فَإِذَا ٱنشَقَّتِ ٱلسَّمَآءُ فَكَانَتۡ وَرۡدَةٗ كَٱلدِّهَانِ ٣٧
Gök bir yarılıp oluverdi mi bir gül, yağ gibi eriyen, kızaran yanan.
Gök, yarılıp da kırmızı sahtiyan gibi bir gül olduğu zaman,
Gök yarılıp da, yanıp kızaran yağ gibi kırmızı gül hâline geldiği zaman (hâliniz ne olur?)
Artık gök yarılıb da kırmızı sahtiyan gibi bir gül olduğu zaman,
Gök parçalanıp da kırmızı gül renginde bir yağ eriyiğine dönüştüğü zaman;
فَبِأَيِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ٣٨
Şimdi Rabbiniz’in hangi eltafına dersiniz yalan?
Şu halde Rabbınızın hangi nimetlerini yalan sayabilirsiniz?
O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
Rabbinizin hangi ni'metlerini yalan sayabileceksiniz?
Peki, Rabbinizin hangi nimetini yalanlıyorsunuz?
فَيَوۡمَئِذٖ لَّا يُسۡـَٔلُ عَن ذَنۢبِهِۦٓ إِنسٞ وَلَا جَآنّٞ ٣٩
O gün sorulmaz cürmünden artık ne bir insan ne de bir cânn.
İşte o gün; insana da, cinne de günahından sorulmaz.
İşte o gün ne insana, ne cine günahı sorulmayacak.
İşte o gün ne insana, ne cinne günâhı sorulmayacak.
O gün ne insana ne de cinne suçu sorulmaz.
فَبِأَيِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ٤٠
Şimdi Rabbiniz’in hangi eltafına dersiniz yalan?
Şu halde Rabbınızın hangi nimetlerini yalan sayabilirsiniz. _
O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
Şimdi Rabbinizin hangi ni'metlerini yalan sayabilirsiniz?
Peki, Rabbinizin hangi nimetini yalanlıyorsunuz?
يُعۡرَفُ ٱلۡمُجۡرِمُونَ بِسِيمَٰهُمۡ فَيُؤۡخَذُ بِٱلنَّوَٰصِي وَٱلۡأَقۡدَامِ ٤١
Tanınır da mücrimler simalarından tutulur perçemlerile ayaklarından.
Suçlular simalarından tanınırlar da perçemlerinden ve ayaklarından tutulurlar.
Suçlular simalarından tanınır da, perçemlerinden ve ayaklarından yakalanırlar.
Günahkârlar sîmâlariyle tanılacak da perçemlerinden ve ayaklarından tutulacak.
Suçlular yüz ifadelerinden tanınarak perçemlerinden ve ayaklarından yakalanırlar.
فَبِأَيِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ٤٢
Şimdi Rabbiniz’in hangi eltafına dersiniz yalan?
Şu halde Rabbınızın hangi nimetlerini yalan sayabilirsiniz?
O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
Şimdi Rabbinizin hangi ni'metlerini yalan sayabilirsiniz?
Peki, Rabbinizin hangi nimetini yalanlıyorsunuz?
هَٰذِهِۦ جَهَنَّمُ ٱلَّتِي يُكَذِّبُ بِهَا ٱلۡمُجۡرِمُونَ ٤٣
İşte bu, mücrimlerin yalan dedikleri cehennem.
Suçluların yalanladıkları cehennem, işte budur.
İşte bu suçluların yalanladıkları cehennemdir.
İşte bu, o günahkârların yalan saydıkları cehennemdir.
İşte suçluların yalanladıkları cehennem budur.
يَطُوفُونَ بَيۡنَهَا وَبَيۡنَ حَمِيمٍ ءَانٖ ٤٤
Olacaklar bununla bir kızgın hamîmin arasında pûyan.
Onlar bununla kaynar su arasında dolaşır dururlar.
Onlar, cehennem ateşi ile yüksek derecede kaynar su arasında gider gelirler.
Onlar bununla kaynar su arasında (bocalayıb) dolaşacaklar.
Cehennem ile kaynar su arasında mekik dokurlar.
فَبِأَيِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ٤٥
Şimdi Rabbiniz’in hangi eltafına dersiniz yalan?
Şu halde Rabbınızın hangi nimetlerini yalan sayabilirsiniz?
O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
Şimdi Rabbinizin hangi ni'metlerini yalan sayabilirsiniz?
Peki, Rabbinizin hangi nimetini yalanlıyorsunuz?
وَلِمَنۡ خَافَ مَقَامَ رَبِّهِۦ جَنَّتَانِ ٤٦
Rabbi’nin makamından korkan kimseye iki cennet raygân.
Rabbının makamından korkana iki cennet vardır.
Rabbinin huzurunda (hesap vermek üzere) duracağından korkan kimseye iki cennet vardır.
Rabbinin huzuurunda durmakdan korkan kimseler için iki cennet vardır.
Rabbinin huzuruna çıkacağı andan korkanlara cennette bir konut verilecektir.
فَبِأَيِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ٤٧
Şimdi Rabbiniz’in hangi eltâfına dersiniz yalan?
Şu halde Rabbınızın hangi nimetlerini yalan sayabilirsiniz?
O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
O halde Rabbinizin hangi ni'metlerini yalan sayabilirsiniz?
Peki, Rabbinizin hangi nimetini yalanlıyorsunuz?