بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

بَيْنَهُمَا بَرْزَخٌ لَّا يَبْغِيَانِ ﴿٢٠

Aralarında bir engel vardır, birbirinin sınırını aşamazlar.

— İbni Kesir

فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ﴿٢١

Şu halde Rabbınızın hangi nimetlerini yalan sayabilirsiniz?

— İbni Kesir

يَخْرُجُ مِنْهُمَا ٱللُّؤْلُؤُ وَٱلْمَرْجَانُ ﴿٢٢

Her ikisinden de inci ve mercan çıkar.

— İbni Kesir

فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ﴿٢٣

Şu halde Rabbınızın hangi nimetlerini yalan sayabilirsiniz?

— İbni Kesir

وَلَهُ ٱلْجَوَارِ ٱلْمُنشَـَٔاتُ فِى ٱلْبَحْرِ كَٱلْأَعْلَٰمِ ﴿٢٤

Denizde yüzen koca dağlar gibi gemiler de O'nundur.

— İbni Kesir

فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ﴿٢٥

Şu halde Rabbınızın hangi nimetlerini yalan sayabilirsiniz?

— İbni Kesir

كُلُّ مَنْ عَلَيْهَا فَانٍ ﴿٢٦

Onun üzerinde her bulunan fanidir.

— İbni Kesir

وَيَبْقَىٰ وَجْهُ رَبِّكَ ذُو ٱلْجَلَٰلِ وَٱلْإِكْرَامِ ﴿٢٧

Ancak celal ve ikram sahibi Rabbının zatı baki kalacaktır.

— İbni Kesir

فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ﴿٢٨

Şu halde Rabbınızın hangi nimetlerini yalan sayabilirsiniz?

— İbni Kesir

يَسْـَٔلُهُۥ مَن فِى ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِۚ كُلَّ يَوْمٍ هُوَ فِى شَأْنٍ ﴿٢٩

Göklerde ve yerde kim varsa hepsi O'ndan ister. O; her gün bir şe'n üzeredir.

— İbni Kesir

فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ﴿٣٠

Şu halde Rabbınızın hangi nimetlerini yalan sayabilirsiniz?

— İbni Kesir

AYARLAR