بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ﴿١٣

O halde (ey ins-ü cin) Rabbinizin hangi ni'metlerini yalan sayabilirsiniz?

— Hasan Basri Çantay

خَلَقَ ٱلْإِنسَٰنَ مِن صَلْصَٰلٍ كَٱلْفَخَّارِ ﴿١٤

O, insanı bardak gibi (çınlayan) kupkuru bir balçıkdan yaratdı.

— Hasan Basri Çantay

وَخَلَقَ ٱلْجَآنَّ مِن مَّارِجٍ مِّن نَّارٍ ﴿١٥

Cânnı da yalın bir ateşden yaratdı.

— Hasan Basri Çantay

فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ﴿١٦

O halde Rabbinizin hangi ni'metlerini yalan sayabilirsiniz?

— Hasan Basri Çantay

رَبُّ ٱلْمَشْرِقَيْنِ وَرَبُّ ٱلْمَغْرِبَيْنِ ﴿١٧

O, hem iki doğunun Rabbi, hem iki batının Rabbidir.

— Hasan Basri Çantay

فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ﴿١٨

O halde Rabbinizin hangi ni'metlerini yalan sayabilirsiniz?

— Hasan Basri Çantay

مَرَجَ ٱلْبَحْرَيْنِ يَلْتَقِيَانِ ﴿١٩

(Suyu acı ve tatlı) iki denizi birbirine kavuşmak üzere salıvermişdir.

— Hasan Basri Çantay

بَيْنَهُمَا بَرْزَخٌ لَّا يَبْغِيَانِ ﴿٢٠

(Böyle iken) aralarında yekdiğerine tecâvüz etmiye mâni birperde vardır.

— Hasan Basri Çantay

فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ﴿٢١

O halde Rabbinizin hangi ni'metlerini yalan sayabilirsiniz?

— Hasan Basri Çantay

يَخْرُجُ مِنْهُمَا ٱللُّؤْلُؤُ وَٱلْمَرْجَانُ ﴿٢٢

O iki (deniz) den (büyük ve küçük) inci ve mercan çıkar.

— Hasan Basri Çantay

فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ﴿٢٣

Şimdi Rabbinizin hangi ni'metlerini yalan sayabilirsiniz?

— Hasan Basri Çantay

AYARLAR