بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

يَوْمَ يُسْحَبُونَ فِى ٱلنَّارِ عَلَىٰ وُجُوهِهِمْ ذُوقُواْ مَسَّ سَقَرَ ﴿٤٨

O gün onlar yüzleri üstü ateşde sürüklenirler. (Onlara) «Tadın cehennemin dokunuşunu» (denilir).

— Hasan Basri Çantay

إِنَّا كُلَّ شَىْءٍ خَلَقْنَٰهُ بِقَدَرٍ ﴿٤٩

Şübhesiz ki biz herşey'i bir takdîr ile yaratdık.

— Hasan Basri Çantay

وَمَآ أَمْرُنَآ إِلَّا وَٰحِدَةٌ كَلَمْحٍۭ بِٱلْبَصَرِ ﴿٥٠

Ve bizim emrimiz (başka değil), birdir, bir göz kırpması gibi (sür'atli) dir.

— Hasan Basri Çantay

وَلَقَدْ أَهْلَكْنَآ أَشْيَاعَكُمْ فَهَلْ مِن مُّدَّكِرٍ ﴿٥١

Andolsun ki biz, sizin benzerlerinizi helak etmişizdir. O halde bir düşünen var mı?

— Hasan Basri Çantay

وَكُلُّ شَىْءٍ فَعَلُوهُ فِى ٱلزُّبُرِ ﴿٥٢

Bununla beraber işledikleri her şey defterlerde (kayıdlı) dır.

— Hasan Basri Çantay

وَكُلُّ صَغِيرٍ وَكَبِيرٍ مُّسْتَطَرٌ ﴿٥٣

Küçük, büyük her şey yazılıdır.

— Hasan Basri Çantay

إِنَّ ٱلْمُتَّقِينَ فِى جَنَّٰتٍ وَنَهَرٍ ﴿٥٤

Şübhesiz ki takva saahibleri cennetlerde, ırmaklar (kenarların) da,

— Hasan Basri Çantay

فِى مَقْعَدِ صِدْقٍ عِندَ مَلِيكٍ مُّقْتَدِرٍۭ ﴿٥٥

Hak meclisinde (ve) kudret saahibi, mülkü çok yüce olan (Allah) ın yanındadırlar.

— Hasan Basri Çantay

AYARLAR