بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

يَوْمَ يُسْحَبُونَ فِى ٱلنَّارِ عَلَىٰ وُجُوهِهِمْ ذُوقُواْ مَسَّ سَقَرَ ﴿٤٨

O gün ki yüzleri üstü ateşte sürüklenecekler tadın ne imiş diye messi Sakar.

— Elmalılı Hamdi Yazır

O gün, yüzleri üstü ateşe sürüldüklerinde: Tadın cehennemin tadını, denir.

— İbni Kesir

Yüzüstü ateşe sürüklendikleri gün kendilerine, “Cehennemin dokunuşunu tadın!” denecek.

— Diyanet İşleri

O gün onlar yüzleri üstü ateşde sürüklenirler. (Onlara) «Tadın cehennemin dokunuşunu» (denilir).

— Hasan Basri Çantay

O gün onlar yüzüstü sürüklenerek cehenneme atılırlar; «Ateşin vücudunuza değişini tadınız» diye.

— Seyyid Kutub

إِنَّا كُلَّ شَىْءٍ خَلَقْنَٰهُ بِقَدَرٍ ﴿٤٩

Haberiniz olsun ki biz her şeyi bir kaderle yaratmışızdır.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Muhakkak ki Biz, her şeyi bir ölçüye göre yaratmışızdır.

— İbni Kesir

Gerçekten biz, her şeyi bir ölçü ve dengede yarattık.

— Diyanet İşleri

Şübhesiz ki biz herşey'i bir takdîr ile yaratdık.

— Hasan Basri Çantay

Biz her şeyi belirli bir plan uyarınca yarattık.

— Seyyid Kutub

وَمَآ أَمْرُنَآ إِلَّا وَٰحِدَةٌ كَلَمْحٍۭ بِٱلْبَصَرِ ﴿٥٠

Emrimiz de başka değil birdir, bir lemhi basar gibidir.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Ve Bizim emrimiz bir tektir; bir göz kırpması gibidir.

— İbni Kesir

Emrimiz ancak bir tek emirdir. Göz kırpması gibidir. (Anında gerçekleşir.)

— Diyanet İşleri

Ve bizim emrimiz (başka değil), birdir, bir göz kırpması gibi (sür'atli) dir.

— Hasan Basri Çantay

Bizim buyruğumuz göz kırpması kadar kısa sürede gerçekleşen bir tek sözdür.

— Seyyid Kutub

وَلَقَدْ أَهْلَكْنَآ أَشْيَاعَكُمْ فَهَلْ مِن مُّدَّكِرٍ ﴿٥١

Celâlim Hakkı için emsalinizi hep helâk da ettik fakat hani düşünen?

— Elmalılı Hamdi Yazır

Andolsun ki; Biz, sizin benzerlerinizi hep helak etmişizdir. Şu halde bir düşünen var mı?

— İbni Kesir

Andolsun, biz sizin gibileri hep helâk ettik. Fakat var mı düşünüp öğüt alan?

— Diyanet İşleri

Andolsun ki biz, sizin benzerlerinizi helak etmişizdir. O halde bir düşünen var mı?

— Hasan Basri Çantay

Biz sizin gibi sapıkları daha önce yokettik. Öğüt alan yok mu?

— Seyyid Kutub

وَكُلُّ شَىْءٍ فَعَلُوهُ فِى ٱلزُّبُرِ ﴿٥٢

Bununla beraber işledikleri her şey defterlerdedir.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Yaptıkları her şey kitablarda kayıtlıdır.

— İbni Kesir

İşledikleri her şey ise kitaplarda kayıtlıdır.

— Diyanet İşleri

Bununla beraber işledikleri her şey defterlerde (kayıdlı) dır.

— Hasan Basri Çantay

Onların yaptıkları herşey defterlere geçmiştir.

— Seyyid Kutub

وَكُلُّ صَغِيرٍ وَكَبِيرٍ مُّسْتَطَرٌ ﴿٥٣

Ve küçük büyük hepsi satra geçmiştir.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Küçük, büyük her şey satır satırdır.

— İbni Kesir

Küçük, büyük her şey satır satır yazılmıştır.

— Diyanet İşleri

Küçük, büyük her şey yazılıdır.

— Hasan Basri Çantay

Küçük büyük bütün davranışları satırlara işlenmiştir.

— Seyyid Kutub

إِنَّ ٱلْمُتَّقِينَ فِى جَنَّٰتٍ وَنَهَرٍ ﴿٥٤

Şüphesiz müttekiler cennetlerde nur içinde.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Muhakkak ki muttakiler, cennetlerde ve ırmaklardadırlar.

— İbni Kesir

Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlar cennetlerde, ırmak başlarındadırlar.

— Diyanet İşleri

Şübhesiz ki takva saahibleri cennetlerde, ırmaklar (kenarların) da,

— Hasan Basri Çantay

Kötülüklerden sakınanlar cennetlerde ve ırmak kenarlarındadırlar.

— Seyyid Kutub

فِى مَقْعَدِ صِدْقٍ عِندَ مَلِيكٍ مُّقْتَدِرٍۭ ﴿٥٥

Sadakat meclisinde, kudretine nihayet olmayan bir şehinşahın huzuru kibriyasında.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Doğruluk makamında, güçlü bir hükümdarın katındadırlar.

— İbni Kesir

Muktedir bir hükümdarın katında, doğruluk meclisindedirler.

— Diyanet İşleri

Hak meclisinde (ve) kudret saahibi, mülkü çok yüce olan (Allah) ın yanındadırlar.

— Hasan Basri Çantay

Güçlü hükümdarın katında güvenli bir konutta ağırlanacaklardır.

— Seyyid Kutub

AYARLAR