بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

بَلِ ٱلسَّاعَةُ مَوۡعِدُهُمۡ وَٱلسَّاعَةُ أَدۡهَىٰ وَأَمَرُّ ٤٦

Daha doğrusu onların asıl mev'ıdi saattir ve o saat daha acı ve daha belâ ve bedterdir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Daha doğrusu onlara vaadolunan asıl saattir. O saat ne belalı, ne acıdır.

– İbni Kesir

Hayır, kıyamet, onların (görecekleri asıl azabın) vaktidir. Kıyamet (azabı) ise daha müthiş ve daha acıdır.

– Diyanet İşleri

Daha doğrusu onlara va'd olunan asıl (azabın) vakti, o sâatdir. O saat (in azâbı) daha belâlı, daha acıdır.

– Hasan Basri Çantay

Asıl azaba kıyamet günü çarpılacaklardır. Kıyamet günü onlar için daha feci ve daha acıdır.

– Seyyid Kutub

إِنَّ ٱلۡمُجۡرِمِينَ فِي ضَلَٰلٖ وَسُعُرٖ ٤٧

Muhakkak ki mücrimler şaşkınlık ve çılgınlıklar içindedirler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Muhakkak ki suçlular; sapıklık ve çılgın ateşler içindedirler.

– İbni Kesir

Şüphesiz suçlular (müşrikler) sapıklık ve ateşler içindedirler.

– Diyanet İşleri

Şübhe yok ki günahkârlar (dünyâda) sapıklık ve (âhiretde) çılgın ateşler içindedirler.

– Hasan Basri Çantay

Suçlular şaşkınlık ve ateş içindedirler.

– Seyyid Kutub

يَوۡمَ يُسۡحَبُونَ فِي ٱلنَّارِ عَلَىٰ وُجُوهِهِمۡ ذُوقُواْ مَسَّ سَقَرَ ٤٨

O gün ki yüzleri üstü ateşte sürüklenecekler tadın ne imiş diye messi Sakar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

O gün, yüzleri üstü ateşe sürüldüklerinde: Tadın cehennemin tadını, denir.

– İbni Kesir

Yüzüstü ateşe sürüklendikleri gün kendilerine, “Cehennemin dokunuşunu tadın!” denecek.

– Diyanet İşleri

O gün onlar yüzleri üstü ateşde sürüklenirler. (Onlara) «Tadın cehennemin dokunuşunu» (denilir).

– Hasan Basri Çantay

O gün onlar yüzüstü sürüklenerek cehenneme atılırlar; «Ateşin vücudunuza değişini tadınız» diye.

– Seyyid Kutub

إِنَّا كُلَّ شَيۡءٍ خَلَقۡنَٰهُ بِقَدَرٖ ٤٩

Haberiniz olsun ki biz her şeyi bir kaderle yaratmışızdır.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Muhakkak ki Biz, her şeyi bir ölçüye göre yaratmışızdır.

– İbni Kesir

Gerçekten biz, her şeyi bir ölçü ve dengede yarattık.

– Diyanet İşleri

Şübhesiz ki biz herşey'i bir takdîr ile yaratdık.

– Hasan Basri Çantay

Biz her şeyi belirli bir plan uyarınca yarattık.

– Seyyid Kutub

وَمَآ أَمۡرُنَآ إِلَّا وَٰحِدَةٞ كَلَمۡحِۭ بِٱلۡبَصَرِ ٥٠

Emrimiz de başka değil birdir, bir lemhi basar gibidir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ve Bizim emrimiz bir tektir; bir göz kırpması gibidir.

– İbni Kesir

Emrimiz ancak bir tek emirdir. Göz kırpması gibidir. (Anında gerçekleşir.)

– Diyanet İşleri

Ve bizim emrimiz (başka değil), birdir, bir göz kırpması gibi (sür'atli) dir.

– Hasan Basri Çantay

Bizim buyruğumuz göz kırpması kadar kısa sürede gerçekleşen bir tek sözdür.

– Seyyid Kutub

وَلَقَدۡ أَهۡلَكۡنَآ أَشۡيَاعَكُمۡ فَهَلۡ مِن مُّدَّكِرٖ ٥١

Celâlim Hakkı için emsalinizi hep helâk da ettik fakat hani düşünen?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Andolsun ki; Biz, sizin benzerlerinizi hep helak etmişizdir. Şu halde bir düşünen var mı?

– İbni Kesir

Andolsun, biz sizin gibileri hep helâk ettik. Fakat var mı düşünüp öğüt alan?

– Diyanet İşleri

Andolsun ki biz, sizin benzerlerinizi helak etmişizdir. O halde bir düşünen var mı?

– Hasan Basri Çantay

Biz sizin gibi sapıkları daha önce yokettik. Öğüt alan yok mu?

– Seyyid Kutub

وَكُلُّ شَيۡءٖ فَعَلُوهُ فِي ٱلزُّبُرِ ٥٢

Bununla beraber işledikleri her şey defterlerdedir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Yaptıkları her şey kitablarda kayıtlıdır.

– İbni Kesir

İşledikleri her şey ise kitaplarda kayıtlıdır.

– Diyanet İşleri

Bununla beraber işledikleri her şey defterlerde (kayıdlı) dır.

– Hasan Basri Çantay

Onların yaptıkları herşey defterlere geçmiştir.

– Seyyid Kutub

وَكُلُّ صَغِيرٖ وَكَبِيرٖ مُّسۡتَطَرٌ ٥٣

Ve küçük büyük hepsi satra geçmiştir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Küçük, büyük her şey satır satırdır.

– İbni Kesir

Küçük, büyük her şey satır satır yazılmıştır.

– Diyanet İşleri

Küçük, büyük her şey yazılıdır.

– Hasan Basri Çantay

Küçük büyük bütün davranışları satırlara işlenmiştir.

– Seyyid Kutub

إِنَّ ٱلۡمُتَّقِينَ فِي جَنَّٰتٖ وَنَهَرٖ ٥٤

Şüphesiz müttekiler cennetlerde nur içinde.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Muhakkak ki muttakiler, cennetlerde ve ırmaklardadırlar.

– İbni Kesir

Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlar cennetlerde, ırmak başlarındadırlar.

– Diyanet İşleri

Şübhesiz ki takva saahibleri cennetlerde, ırmaklar (kenarların) da,

– Hasan Basri Çantay

Kötülüklerden sakınanlar cennetlerde ve ırmak kenarlarındadırlar.

– Seyyid Kutub

فِي مَقۡعَدِ صِدۡقٍ عِندَ مَلِيكٖ مُّقۡتَدِرِۭ ٥٥

Sadakat meclisinde, kudretine nihayet olmayan bir şehinşahın huzuru kibriyasında.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Doğruluk makamında, güçlü bir hükümdarın katındadırlar.

– İbni Kesir

Muktedir bir hükümdarın katında, doğruluk meclisindedirler.

– Diyanet İşleri

Hak meclisinde (ve) kudret saahibi, mülkü çok yüce olan (Allah) ın yanındadırlar.

– Hasan Basri Çantay

Güçlü hükümdarın katında güvenli bir konutta ağırlanacaklardır.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu