بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

سَيُهۡزَمُ ٱلۡجَمۡعُ وَيُوَلُّونَ ٱلدُّبُرَ ٤٥

Topluluk yakında dağıtılacak ve onlar arkalarını dönüp kaçacaklar.

– İbni Kesir

بَلِ ٱلسَّاعَةُ مَوۡعِدُهُمۡ وَٱلسَّاعَةُ أَدۡهَىٰ وَأَمَرُّ ٤٦

Daha doğrusu onlara vaadolunan asıl saattir. O saat ne belalı, ne acıdır.

– İbni Kesir

إِنَّ ٱلۡمُجۡرِمِينَ فِي ضَلَٰلٖ وَسُعُرٖ ٤٧

Muhakkak ki suçlular; sapıklık ve çılgın ateşler içindedirler.

– İbni Kesir

يَوۡمَ يُسۡحَبُونَ فِي ٱلنَّارِ عَلَىٰ وُجُوهِهِمۡ ذُوقُواْ مَسَّ سَقَرَ ٤٨

O gün, yüzleri üstü ateşe sürüldüklerinde: Tadın cehennemin tadını, denir.

– İbni Kesir

إِنَّا كُلَّ شَيۡءٍ خَلَقۡنَٰهُ بِقَدَرٖ ٤٩

Muhakkak ki Biz, her şeyi bir ölçüye göre yaratmışızdır.

– İbni Kesir

وَمَآ أَمۡرُنَآ إِلَّا وَٰحِدَةٞ كَلَمۡحِۭ بِٱلۡبَصَرِ ٥٠

Ve Bizim emrimiz bir tektir; bir göz kırpması gibidir.

– İbni Kesir

وَلَقَدۡ أَهۡلَكۡنَآ أَشۡيَاعَكُمۡ فَهَلۡ مِن مُّدَّكِرٖ ٥١

Andolsun ki; Biz, sizin benzerlerinizi hep helak etmişizdir. Şu halde bir düşünen var mı?

– İbni Kesir

وَكُلُّ شَيۡءٖ فَعَلُوهُ فِي ٱلزُّبُرِ ٥٢

Yaptıkları her şey kitablarda kayıtlıdır.

– İbni Kesir

وَكُلُّ صَغِيرٖ وَكَبِيرٖ مُّسۡتَطَرٌ ٥٣

Küçük, büyük her şey satır satırdır.

– İbni Kesir

إِنَّ ٱلۡمُتَّقِينَ فِي جَنَّٰتٖ وَنَهَرٖ ٥٤

Muhakkak ki muttakiler, cennetlerde ve ırmaklardadırlar.

– İbni Kesir

فِي مَقۡعَدِ صِدۡقٍ عِندَ مَلِيكٖ مُّقۡتَدِرِۭ ٥٥

Doğruluk makamında, güçlü bir hükümdarın katındadırlar.

– İbni Kesir

AYARLAR
Okuyucu