بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

تَجْرِى بِأَعْيُنِنَا جَزَآءً لِّمَن كَانَ كُفِرَ ﴿١٤

Nezaretimizle giderdi o nankörlük edilen zata bir mükâfat olarak.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَلَقَد تَّرَكْنَٰهَآ ءَايَةً فَهَلْ مِن مُّدَّكِرٍ ﴿١٥

Celâlim Hakkı için bıraktık ta onu bir âyet olarak, fakat düşünen mi var?

— Elmalılı Hamdi Yazır

فَكَيْفَ كَانَ عَذَابِى وَنُذُرِ ﴿١٦

Ki nasıl azâbım ve inzarlarım?

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَلَقَدْ يَسَّرْنَا ٱلْقُرْءَانَ لِلذِّكْرِ فَهَلْ مِن مُّدَّكِرٍ ﴿١٧

Şanım namına Kur'an’ı müyesser de kıldık düşünmek için, fakat düşünen mi var?

— Elmalılı Hamdi Yazır

كَذَّبَتْ عَادٌ فَكَيْفَ كَانَ عَذَابِى وَنُذُرِ ﴿١٨

Tekzib etti de Âd nasıl oldu azâbım ve inzarlarım?

— Elmalılı Hamdi Yazır

إِنَّآ أَرْسَلْنَا عَلَيْهِمْ رِيحًا صَرْصَرًا فِى يَوْمِ نَحْسٍ مُّسْتَمِرٍّ ﴿١٩

Çünkü salıverdik üzerlerine müstemirr, nühusetli bir günde bir soğuk rüzgâr ki sarsar.

— Elmalılı Hamdi Yazır

تَنزِعُ ٱلنَّاسَ كَأَنَّهُمْ أَعْجَازُ نَخْلٍ مُّنقَعِرٍ ﴿٢٠

İnsanları kökünden devrilen hurma kütükleri gibi yolar.

— Elmalılı Hamdi Yazır

فَكَيْفَ كَانَ عَذَابِى وَنُذُرِ ﴿٢١

Bak nasılmış azâbım ve inzarlarım?

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَلَقَدْ يَسَّرْنَا ٱلْقُرْءَانَ لِلذِّكْرِ فَهَلْ مِن مُّدَّكِرٍ ﴿٢٢

Şanım namına Kur'an’ı müyesser de kıldık düşünmek için, fakat düşünen mi var?

— Elmalılı Hamdi Yazır

كَذَّبَتْ ثَمُودُ بِٱلنُّذُرِ ﴿٢٣

Semûd o inzarları tekzib ettiler.

— Elmalılı Hamdi Yazır

فَقَالُوٓاْ أَبَشَرًا مِّنَّا وَٰحِدًا نَّتَّبِعُهُۥٓ إِنَّآ إِذًا لَّفِى ضَلَٰلٍ وَسُعُرٍ ﴿٢٤

Şöyle dediler: içimizden bir beşere mi tabi olacağız? Şüphesiz biz o vakit şaşkınlık içinde kalır ateşlere yanarız.

— Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR