بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَثَمُودَاْ فَمَآ أَبۡقَىٰ ٥١

Semud'u da. Geri bırakmadan.

– İbni Kesir

وَقَوۡمَ نُوحٖ مِّن قَبۡلُۖ إِنَّهُمۡ كَانُواْ هُمۡ أَظۡلَمَ وَأَطۡغَىٰ ٥٢

Daha önce de Nuh kavmini. Çünkü onlar gerçekten çok zalim ve pek azgın idiler.

– İbni Kesir

وَٱلۡمُؤۡتَفِكَةَ أَهۡوَىٰ ٥٣

Altı üstüne gelen kasabaları da O, yerin dibine geçirdi.

– İbni Kesir

فَغَشَّىٰهَا مَا غَشَّىٰ ٥٤

Onlara giydirdiğini giydirdi.

– İbni Kesir

فَبِأَيِّ ءَالَآءِ رَبِّكَ تَتَمَارَىٰ ٥٥

Şimdi Rabbının hangi nimetinden şüpheye düşersin?

– İbni Kesir

هَٰذَا نَذِيرٞ مِّنَ ٱلنُّذُرِ ٱلۡأُولَىٰٓ ٥٦

İşte bu; ilk uyarıcılar gibi bir uyarıcıdır.

– İbni Kesir

أَزِفَتِ ٱلۡأٓزِفَةُ ٥٧

Yaklaşan yaklaştı.

– İbni Kesir

لَيۡسَ لَهَا مِن دُونِ ٱللَّهِ كَاشِفَةٌ ٥٨

Onu Allah'tan başka ortaya çıkaracak yoktur.

– İbni Kesir

أَفَمِنۡ هَٰذَا ٱلۡحَدِيثِ تَعۡجَبُونَ ٥٩

Bu söze mi şaşıyorsunuz siz?

– İbni Kesir

وَتَضۡحَكُونَ وَلَا تَبۡكُونَ ٦٠

Ve gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz.

– İbni Kesir

وَأَنتُمۡ سَٰمِدُونَ ٦١

Ve siz, habersiz oyalanmaktasınız.

– İbni Kesir

AYARLAR
Okuyucu