بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

مِن نُّطْفَةٍ إِذَا تُمْنَىٰ ﴿٤٦

(45-46) Hakıykaten meniden, (rahme) döküldüğü zaman, erkek ve dişi iki çifti o yaratdı.

— Hasan Basri Çantay

وَأَنَّ عَلَيْهِ ٱلنَّشْأَةَ ٱلْأُخْرَىٰ ﴿٤٧

Şübhesiz ki (ölümden sonra) tekrar diriltmek de Ona âiddir.

— Hasan Basri Çantay

وَأَنَّهُۥ هُوَ أَغْنَىٰ وَأَقْنَىٰ ﴿٤٨

Hakıykat şu (İnsanları) başkalarına muhtâc olmakdan o kurtardı ve O, sermâye saahibi kıldı.

— Hasan Basri Çantay

وَأَنَّهُۥ هُوَ رَبُّ ٱلشِّعْرَىٰ ﴿٤٩

Hakıykat şu: «Şi'râ» yıldızının Rabbi de O.

— Hasan Basri Çantay

وَأَنَّهُۥٓ أَهْلَكَ عَادًا ٱلْأُولَىٰ ﴿٥٠

Hakıykat şu: Evvelki Aadi O helak etdi,

— Hasan Basri Çantay

وَثَمُودَاْ فَمَآ أَبْقَىٰ ﴿٥١

Semuudu da. Öyle ki (onlardan hiçbirini) bırakmadı.

— Hasan Basri Çantay

وَقَوْمَ نُوحٍ مِّن قَبْلُۖ إِنَّهُمْ كَانُواْ هُمْ أَظْلَمَ وَأَطْغَىٰ ﴿٥٢

Daha evvel Nuuh kavmini de (O helak etdi) çünkü bunlar çok zaalim ve çok azgın (insan) ların ta kendileri idi.

— Hasan Basri Çantay

وَٱلْمُؤْتَفِكَةَ أَهْوَىٰ ﴿٥٣

(Lût kavminin) altı üstüne gelen kasabalarını da O kaldırıb yere çarpdı da,

— Hasan Basri Çantay

فَغَشَّىٰهَا مَا غَشَّىٰ ﴿٥٤

Onlara giydirdiğini giydirdi!

— Hasan Basri Çantay

فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكَ تَتَمَارَىٰ ﴿٥٥

Şimdi (ey insan) Rabbinin ni'metlerinden hangisi hakkında şübhe edersin ?

— Hasan Basri Çantay

هَٰذَا نَذِيرٌ مِّنَ ٱلنُّذُرِ ٱلْأُولَىٰٓ ﴿٥٦

İşte bu (zât) de (Allahın azabından) korkutan evvelki (peygamber) lerden (sonuncusu olmak üzere ayni şeyle) korkutucu (bir peygamber) dir.

— Hasan Basri Çantay

AYARLAR