بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَأَنَّهُۥ هُوَ أَمَاتَ وَأَحۡيَا ٤٤

Hakikat odur öldüren, dirilten.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Gerçekten O'dur öldüren de, dirilten de.

– İbni Kesir

Şüphesiz O, öldürür ve diriltir.

– Diyanet İşleri

Hakıykat şu: (Dünyâda) öldüren de, (âhiretde) dirilten de Odur.

– Hasan Basri Çantay

Öldüren de dirilten de O'dur.

– Seyyid Kutub

وَأَنَّهُۥ خَلَقَ ٱلزَّوۡجَيۡنِ ٱلذَّكَرَ وَٱلۡأُنثَىٰ ٤٥

Hakikat odur erkeği dişiyi iki eş yaratan.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Doğrusu O yarattı iki çifti; erkeği de, dişiyi de.

– İbni Kesir

(45-46) Şüphesiz O, iki eşi, erkeği ve dişiyi, (rahme) atıldığında az bir sudan (meniden) yaratmıştır.

– Diyanet İşleri

(45-46) Hakıykaten meniden, (rahme) döküldüğü zaman, erkek ve dişi iki çifti o yaratdı.

– Hasan Basri Çantay

Erkeği ve dişiyi çiftler halinde yaratan O'dur.

– Seyyid Kutub

مِن نُّطۡفَةٍ إِذَا تُمۡنَىٰ ٤٦

Bir nutfeden ekildiği zaman.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Atıldığında meniden.

– İbni Kesir

(45-46) Şüphesiz O, iki eşi, erkeği ve dişiyi, (rahme) atıldığında az bir sudan (meniden) yaratmıştır.

– Diyanet İşleri

(45-46) Hakıykaten meniden, (rahme) döküldüğü zaman, erkek ve dişi iki çifti o yaratdı.

– Hasan Basri Çantay

Fışkıran spermadan.

– Seyyid Kutub

وَأَنَّ عَلَيۡهِ ٱلنَّشۡأَةَ ٱلۡأُخۡرَىٰ ٤٧

Şüphesiz ona aiddir neşeti uhrâ da.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Muhakkak tekrar diriltmek de O'na aittir.

– İbni Kesir

Şüphesiz tekrar diriltmek de O’na aittir.

– Diyanet İşleri

Şübhesiz ki (ölümden sonra) tekrar diriltmek de Ona âiddir.

– Hasan Basri Çantay

Tekrar diriltecek olan da O'dur.

– Seyyid Kutub

وَأَنَّهُۥ هُوَ أَغۡنَىٰ وَأَقۡنَىٰ ٤٨

Hakikat zengin eden, sermaye veren o.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Doğrusu muhtaç olmaktan kurtaran da O'dur, sermaye sahibi kılan da.

– İbni Kesir

Şüphesiz O, başkalarına muhtaç olmaktan kurtardı ve varlık sahibi kıldı.

– Diyanet İşleri

Hakıykat şu (İnsanları) başkalarına muhtâc olmakdan o kurtardı ve O, sermâye saahibi kıldı.

– Hasan Basri Çantay

İnsana zenginlik veren de gözünü doyuran da O'dur.

– Seyyid Kutub

وَأَنَّهُۥ هُوَ رَبُّ ٱلشِّعۡرَىٰ ٤٩

Ve hakikat Şi'ranın Rabbi O.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Doğrusu O'dur Şi'ra yıldızının Rabbı.

– İbni Kesir

Şüphesiz O, Şi’râ’nın Rabbidir.

– Diyanet İşleri

Hakıykat şu: «Şi'râ» yıldızının Rabbi de O.

– Hasan Basri Çantay

(Bazı müşriklerin taptıkları) «Şira» yıldızının Rabb'i de O'dur.

– Seyyid Kutub

وَأَنَّهُۥٓ أَهۡلَكَ عَادًا ٱلۡأُولَىٰ ٥٠

Ve filvaki O helâk etti evvelki Âdı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ve gerçekten O helak etti evvelki Ad'ı.

– İbni Kesir

(50-51) Şüphesiz O, önce gelen Âd kavmini ve Semûd kavmini helâk etti ve hiç kimseyi bırakmadı.

– Diyanet İşleri

Hakıykat şu: Evvelki Aadi O helak etdi,

– Hasan Basri Çantay

Eski dönemlerde yaşamış Adoğullarını yokeden O'dur.

– Seyyid Kutub

وَثَمُودَاْ فَمَآ أَبۡقَىٰ ٥١

Ve Semûdu da hiç bırakmadı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Semud'u da. Geri bırakmadan.

– İbni Kesir

(50-51) Şüphesiz O, önce gelen Âd kavmini ve Semûd kavmini helâk etti ve hiç kimseyi bırakmadı.

– Diyanet İşleri

Semuudu da. Öyle ki (onlardan hiçbirini) bırakmadı.

– Hasan Basri Çantay

Semudoğullarının da. Kazıdı köklerini.

– Seyyid Kutub

وَقَوۡمَ نُوحٖ مِّن قَبۡلُۖ إِنَّهُمۡ كَانُواْ هُمۡ أَظۡلَمَ وَأَطۡغَىٰ ٥٢

Daha evvel de Nuh’un kavmini, çünkü bunlar pek zâlim, pek azgındılar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Daha önce de Nuh kavmini. Çünkü onlar gerçekten çok zalim ve pek azgın idiler.

– İbni Kesir

Daha önce de Nûh’un kavmini helâk etmişti. Şüphesiz onlar daha zalim ve daha azgın kimselerdi.

– Diyanet İşleri

Daha evvel Nuuh kavmini de (O helak etdi) çünkü bunlar çok zaalim ve çok azgın (insan) ların ta kendileri idi.

– Hasan Basri Çantay

Daha önce de Nuh'un soydaşlarını yoketmişti. Çünkü onlar son derece zalim ve azgın kimselerdi.

– Seyyid Kutub

وَٱلۡمُؤۡتَفِكَةَ أَهۡوَىٰ ٥٣

Mü'tefikeyi de Haviyeye attı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Altı üstüne gelen kasabaları da O, yerin dibine geçirdi.

– İbni Kesir

(53-54) O, “Mu’tefike”yi de kaldırıp yere çarpmış ve onlara örttüğü azap örtüsünü örtmüştür.

– Diyanet İşleri

(Lût kavminin) altı üstüne gelen kasabalarını da O kaldırıb yere çarpdı da,

– Hasan Basri Çantay

Lût'un soydaşlarının yaşadıkları yöreleri alt üst eden O'dur.

– Seyyid Kutub

فَغَشَّىٰهَا مَا غَشَّىٰ ٥٤

Sardırttı da onlara o sardırdığını.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Onlara giydirdiğini giydirdi.

– İbni Kesir

(53-54) O, “Mu’tefike”yi de kaldırıp yere çarpmış ve onlara örttüğü azap örtüsünü örtmüştür.

– Diyanet İşleri

Onlara giydirdiğini giydirdi!

– Hasan Basri Çantay

Buraları yerin dibine O geçirmiştir.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu