بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

أَلَّا تَزِرُ وَازِرَةٞ وِزۡرَ أُخۡرَىٰ ٣٨

Ki doğrusu bir vizir çeken başkasının vizrini çekecek değil.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Doğrusu hiç bir günahkar başkasının günah yükünü yüklenmez.

– İbni Kesir

Hiçbir günahkâr, başkasının günah yükünü yüklenmez.

– Diyanet İşleri

Hakıykaten hiçbir günahkâr diğerinin günâh yükünü çekmez.

– Hasan Basri Çantay

Ki, hiç kimse başkasının günah yükünü taşımaz.

– Seyyid Kutub

وَأَن لَّيۡسَ لِلۡإِنسَٰنِ إِلَّا مَا سَعَىٰ ٣٩

Doğrusu insanın sa'yinden başkası kendinin değil.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Gerçekten insan için, çalıştığından başkası yoktur.

– İbni Kesir

İnsan için ancak çalıştığı vardır.

– Diyanet İşleri

Hakıykaten insan için kendi çalışdığından başkası yokdur.

– Hasan Basri Çantay

İnsan ancak kendi çalışmasının karşılığını elde edebilir.

– Seyyid Kutub

وَأَنَّ سَعۡيَهُۥ سَوۡفَ يُرَىٰ ٤٠

Ve elbette sa'yi yarın görülecek.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ve onun çalışması ilerde görülecektir.

– İbni Kesir

Şüphesiz onun çalışması ileride görülecektir.

– Diyanet İşleri

Hakıykaten çalışdığı ileride (kıyamet gününde mizanından) görülecek,

– Hasan Basri Çantay

Onun çalışması, ilerde kesinlikle gözler önüne serilecektir.

– Seyyid Kutub

ثُمَّ يُجۡزَىٰهُ ٱلۡجَزَآءَ ٱلۡأَوۡفَىٰ ٤١

Sonra ona en değerli mükâfat verilecek.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Sonra ona karşılığı tastamam verilecektir.

– İbni Kesir

Sonra çalışmasının karşılığı kendisine tastamam verilecektir.

– Diyanet İşleri

Sonra buna en kâmil mükâfat verilecekdir.

– Hasan Basri Çantay

Sonra çalışmasının karşılığı kendisine eksiksiz olarak verilecektir.

– Seyyid Kutub

وَأَنَّ إِلَىٰ رَبِّكَ ٱلۡمُنتَهَىٰ ٤٢

Ve elbette nihayet Rabb’ine gidilecek.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Muhakkak ki en son varış, Rabbınadır.

– İbni Kesir

Şüphesiz en son varış Rabbinedir.

– Diyanet İşleri

Şübhesiz ki en son gidiş ancak Rabbinedir.

– Hasan Basri Çantay

Sonunda kesinlikle Rabb'inin huzuruna varılacaktır.

– Seyyid Kutub

وَأَنَّهُۥ هُوَ أَضۡحَكَ وَأَبۡكَىٰ ٤٣

Hakikat odur güldüren ağlatan.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Gerçekten O'dur güldüren de, ağlatan da.

– İbni Kesir

Şüphesiz O, güldürür ve ağlatır.

– Diyanet İşleri

Hakıykat şu: Güldüren de, ağlatan da Odur.

– Hasan Basri Çantay

Güldüren de, ağlatan da O'dur.

– Seyyid Kutub

وَأَنَّهُۥ هُوَ أَمَاتَ وَأَحۡيَا ٤٤

Hakikat odur öldüren, dirilten.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Gerçekten O'dur öldüren de, dirilten de.

– İbni Kesir

Şüphesiz O, öldürür ve diriltir.

– Diyanet İşleri

Hakıykat şu: (Dünyâda) öldüren de, (âhiretde) dirilten de Odur.

– Hasan Basri Çantay

Öldüren de dirilten de O'dur.

– Seyyid Kutub

وَأَنَّهُۥ خَلَقَ ٱلزَّوۡجَيۡنِ ٱلذَّكَرَ وَٱلۡأُنثَىٰ ٤٥

Hakikat odur erkeği dişiyi iki eş yaratan.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Doğrusu O yarattı iki çifti; erkeği de, dişiyi de.

– İbni Kesir

(45-46) Şüphesiz O, iki eşi, erkeği ve dişiyi, (rahme) atıldığında az bir sudan (meniden) yaratmıştır.

– Diyanet İşleri

(45-46) Hakıykaten meniden, (rahme) döküldüğü zaman, erkek ve dişi iki çifti o yaratdı.

– Hasan Basri Çantay

Erkeği ve dişiyi çiftler halinde yaratan O'dur.

– Seyyid Kutub

مِن نُّطۡفَةٍ إِذَا تُمۡنَىٰ ٤٦

Bir nutfeden ekildiği zaman.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Atıldığında meniden.

– İbni Kesir

(45-46) Şüphesiz O, iki eşi, erkeği ve dişiyi, (rahme) atıldığında az bir sudan (meniden) yaratmıştır.

– Diyanet İşleri

(45-46) Hakıykaten meniden, (rahme) döküldüğü zaman, erkek ve dişi iki çifti o yaratdı.

– Hasan Basri Çantay

Fışkıran spermadan.

– Seyyid Kutub

وَأَنَّ عَلَيۡهِ ٱلنَّشۡأَةَ ٱلۡأُخۡرَىٰ ٤٧

Şüphesiz ona aiddir neşeti uhrâ da.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Muhakkak tekrar diriltmek de O'na aittir.

– İbni Kesir

Şüphesiz tekrar diriltmek de O’na aittir.

– Diyanet İşleri

Şübhesiz ki (ölümden sonra) tekrar diriltmek de Ona âiddir.

– Hasan Basri Çantay

Tekrar diriltecek olan da O'dur.

– Seyyid Kutub

وَأَنَّهُۥ هُوَ أَغۡنَىٰ وَأَقۡنَىٰ ٤٨

Hakikat zengin eden, sermaye veren o.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Doğrusu muhtaç olmaktan kurtaran da O'dur, sermaye sahibi kılan da.

– İbni Kesir

Şüphesiz O, başkalarına muhtaç olmaktan kurtardı ve varlık sahibi kıldı.

– Diyanet İşleri

Hakıykat şu (İnsanları) başkalarına muhtâc olmakdan o kurtardı ve O, sermâye saahibi kıldı.

– Hasan Basri Çantay

İnsana zenginlik veren de gözünü doyuran da O'dur.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu